12. Ceza Dairesi 2018/3424 E. , 2018/8829 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."ın anılan Kanun’un 74/2. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk Lirası ve 375,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2007 tarihli ve 2006/71 esas, 2007/90 sayılı kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine ilişkin talebin reddine dair anılan Mahkemenin 08/11/2017 tarihli ve 2006/71 esas, 2007/90 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/769 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, aynı suçtan mahkumiyetine karar verilen diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 16/12/2011 tarihli ve 2011/8340 esas, 2011/8642 sayılı ilamı ile hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 321. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin gözetilerek ve dosyada bulunan adli sicil kayıtları da değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunduğundan bahisle bozulduğunun anlaşılması karşısında, suça ilişkin bir hususla ilgili olarak kararın bozulması halinde, emsal Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 03/07/2014 tarihli ve 2014/12538 esas, 2014/23617 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, lehe bozmanın aynı durumdaki diğer sanığa da sirayet ettirilmesinin bir zorunluluk olduğu nazara alındığında, sanık hakkında hükmolunan cezanın adlî para cezası olması ve sabıka kaydının da bulunmaması karşısında, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesi ve 5728 sayılı Kanun’la değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca, sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmamasında isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 14/03/2018 gün ve 94660652-105-58-2715-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/03/2018 gün ve 2018/22430 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2007 tarihli, 2006/71 Esas, 2007/90 karar sayılı ilamı ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın 2863 sayılı Kanunun 74/2. cümlesi uyarınca neticeten 6.000 TL adli para cezasına hükmedildiği, sanık ... hakkındaki hükmün 01/06/2007 tarihinde kesinleştiği, anılan hükmün sanık ... haricindeki tüm sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16/12/2011 tarihli, 2011/8340 Esas, 2011/8642 Karar sayılı ilamı ile “Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenleme gözetilip dosyada bulunan adli sicil kayıtları da değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması” gerekçesi ile hükmün bozulduğu, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda 21/03/2012 tarihli, 2012/70 Esas, 2012/157 sayılı karar ile sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, sanık ..."ın 24/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile adli sicil kaydı gözetilerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini talep ettiği, Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli, 2006/71 Esas, 2007/90 sayılı ek kararı ile, “Her kanun değişikliği gerçekleştiğinde kesinleşmiş tüm mahkeme kararlarının tekrardan ele alınması ve gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu da yargının iş yükünü içinden çıkılamaz bir hale sokarak vatandaşın adalete ve yargıya güvenini son derece derinden yaralar. Bu durumda her ne kadar aynı eylemleri gerçekleştiren kişilerin farklı ceza ve infazla karşılaşması nedeniyle adalete aykırı bir durumun ortaya çıktığı düşüncesi hasıl olabilir ise de; sanık ..."a da diğer sanıklara tanındığı gibi temyiz hakkı tanındığı, ancak sanık ..."ın bu hakkı kullanmadığı ve böylece yasa değişikliğinden faydalanamadığı göz önüne alındığında, adaletin eşit durumda olanlara eşit muamele etmek olduğu kabul edildiğinde, sanık ..."ın taleplerinin reddinin hem hukuki güvenlik ilkesine uygun olduğu hem de adil olduğu görülecektir” şeklindeki gerekçe ile sanık ..."ın talebinin reddine karar verildiği, sanığın 09/11/2017 havale tarihli dilekçesi ile anılan karara karşı itiraz ettiği, Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli, 2017/769 değişik iş sayılı kararı ile “Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin haklı gerekçelerle verilen ek kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesi ile sanık tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmakla,
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Karma bir niteliği bulunan bu kurumun, maddi ceza hukukuna ilişkin yönü nazara alındığında, 5237 sayılı Yasanın 7/2. maddesinde tanımlanan lehe yasanın geçmişe yürümesi ilkesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma ve açıklanma şartları bakımından sanığın lehine olan kanuna göre uygulama yapılması gerekmektedir. Açıklanan nedenle, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli, 2006/71 Esas, 2007/90 sayılı ek kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/09/2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.