
Esas No: 2015/3611
Karar No: 2016/5908
Karar Tarihi: 16.05.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/3611 Esas 2016/5908 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2014 günlü hükmün tavzihine yönelik 09.01.2014 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kayyımı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı kayyımı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 427 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, bu karar tarafların hükmü temyiz etmemesi üzerine 15.05.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı vekili tavzih dilekçesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın kendisine ait olduğunun kesin hükümle tespit edildiğini bunun üzerine mahkemece bilirkişiye muhdesat oranlaması yaptırıldığını kararın gerekçe kısmında bu durumun belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında buna ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olduğunu, belirterek hükümde muhdesat oranının gösterilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme sonunda tavzih isteminin kabulüne, hükmün "Satış bedelinin tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki paylara göre davacı ve davalı arasında paylaştırılmasına" şeklindeki 3. Fıkrasının "Satış bedelinin 08.10.2012 tarihli inşaat bilirkişisi ... raporunda belirlenen arz- muhdesat oranı olan %4,7 ... oğlu ... ye %95,3 davacı ... verilerek paylaştırılmasına şeklinde tavzihine karar verilmiştir.
Tavzih kararı, davalı kayyımı tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmün hangi hallerde tavzihinin istenebileceği 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanununun 305. inci maddesinde düzenlemiştir. Buna göre; hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Somut olayda; 427 ada 6 parsel üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki paylara göre davacı ve davalı arasında paylaştırılmasına karar verilmiş bu karar taraflarca temyiz edilmeyerek 15.05.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Satış aşamasında davacı vekili taafından kararın tavzihi talep edilmesi üzerine hükmün "Satış bedelinin tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki paylara göre davacı ve davalı arasında paylaştırılmasına" şeklindeki 3. Fıkrasının "Satış bedelinin 08.10.2012 tarihli inşaat bilirkişisi ... raporunda belirlenen arz- muhdesat oranı olan %4,7 ... oğlu ... ye %95,3 davacı ... verilerek paylaştırılmasına şeklinde tavzihine karar verilerek hükmün değiştirildiği görülmüştür. Ancak tavzih yolu bir kanun yolu değildir. Bu yüzden tavzihle önceden kurulan hüküm değiştirilemez, sadece kurulan hükmün anlamı açıklanır.
Mahkemece karar verildikten sonra tavzih isteminin kabulü suretiyle “tavzih kararı” adı altında yeni bir hüküm kurulması mümkün olmadığından koşulları oluşmayan tavzih isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, tavzihe ilişkin kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek h...nde yatıranlara geri verilmesine, 16.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.