15. Ceza Dairesi 2019/6802 E. , 2019/12593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-h, 62/1, 52/2, 51/1-3 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tebligat Kanunu"nun 21. maddesinin 1. fıkrası; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." Buna göre sanığın yokluğunda verilen hüküm, sanığın sorgusunda bildirdiği adrese tebliğ edilememesi üzerine, mernis adresine 16.01.2015 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, tebligat parçasında, muhataba haber vermesi için komşusu olarak gösterilen kişinin ismi, imzası ya da bu kişinin imzadan çekindiğine ilişkin şerh de bulunmadığından, söz konusu tebligatın usulsüz olduğu dikkate alınarak, gerekçeli kararın sanığın talebi üzerine kendisine 16/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve 23/02/2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenmek suretiyle yapılan incelemede;
Sanığın, katılan ...’den tahsil ettiği senet bedelini çalıştığı şirkete teslim etmemesi şeklinde iddia olunan eyleminden dolayı, hakkında TCK"nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak, 01/07/2007 tanzim tarihli senede dayalı olarak başlatılan icra takibinde ödeme emrinin katılan ...’e tebliğ edildiği 04/12/2009 tarihi yerine, 01/07/2007 tarihi yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, katılan ...’in yetkilisi olduğu şirkette satış temsilcisi olarak çalışırken, diğer katılan ...’e, oğlunun geçirdiği trafik kazası nedeniyle sattığı ortopedik medikal malzemesi karşılığında kendisinden 01/07/2007 tanzim tarihli ve 450 TL bedelli senet aldığı, bir süre sonra katılan ...’den söz konusu senet bedelini tahsil edip, gerçek senet yerine, adı geçen katılan adına sahte olarak tanzim ettiği, borçlu imzası kısmı yırtık vaziyette olan 400 TL bedelli başka bir senedi kendisine verdiği, katılan ... tarafından kendisine satılan malzeme karşılığında verilen gerçek senet bedeli sanık tarafından tahsil edildiği halde çalıştığı şirkete verilmemesi nedeniyle, katılan ... hakkında bu senede dayalı olarak icra takibi başlatılması neticesinde olayın ortaya çıktığı, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Katılan ...’ün hazırlıkta alınan ifadesinde, 01/07/2007 tanzim tarihli ve 450 TL bedelli gerçek senet nedeniyle kalan borcunu ödemek ve söz konusu senedi geri almak için sanıkla buluştuğunda, sanığın, kendisine ... Ortopedi firmasından ayrıldığını, satışını yapmış olduğu senet bedellerinin kendisinden tahsil edildiğini, verdiği senedin bedelini de firmaya ödediğini söylediğine yönelik beyanları dikkate alınarak, ... Ortopedi isimli şirket yetkilisinin katılan ... olduğunun da anlaşılması karşısında, sanık savunmaları, katılan beyanları, bilirkişi raporu, senet asılları, icra takibi ve tüm dosya kapsamından; sanığın, suça konu sahte senedi katılan ...’e vererek kendisinden haksız menfaat temin ettiği sırada, katılan ...’in yetkilisi olduğu ... Ortopedi isimli şirket adına ve bu şirketin ticari faaliyetleri kapsamında hareket etmeyip, şirket faaliyetinden ayrı olarak kendi adına hareket ettiği anlaşılmakla, sanığın hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp haksız yarar sağlaması şeklinde sübut bulan eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamında kalan ve TCK"nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülmek suretiyle TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
1- Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle, sanık hakkında fazla adli para cezası tayini,
2-5237 Sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.