8. Hukuk Dairesi 2013/11028 E. , 2014/2235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2013/198-2013/348
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2013/873 sayılı Takip dosyasında kaydına 15.02.2013’te haciz konulan forkliftin ithalatçı firma tarafından borçluya, bu şirket tarafından D.. İnşaat Ltd. Şti.ne ve bu firma tarafından da üçüncü kişiye fatura karşılığında 23.08.2012’de hacizden önce satılıp teslim edildiğini, bedelin ödendiğini, mülkiyetin hacizden önce üçüncü kişiye geçtiğini, borçlunun 01.02.2013’te adına tescil işlemi yaptırıp bundan bir iki gün sonra hakkında icra takibi başlatılmasının ve 22.02.2013 günlü fiili hacizden sonra alacaklının talebi ile borçluya teslim edilmesinin sağlanmasının alacaklı ile danışıklı hareket ettiklerini gösterdiğini, tescilin terkini için açtıkları davanın derdest olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, öncelikle takip borçlusunun davaya dâhil edilmesi gerektiğini, dava konusu forkliftin iş makinesi olarak tescile tabi araçlardan olduğunu, satışının noterde yapılması gerektiğini, davacının sunduğu faturanın mülkiyetin ispatı için yeterli olmadığını, diğer yandan icra takibinin gerçek bir alacaktan kaynaklandığını, dava konusu aracın borçlu adına kayıtlı olması nedeni ile haczin konulduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, üçüncü kişiye yapılan satışı kabul etmediklerini, aracın ithalatçı firmadan satın alındıktan sonra Değersan isimli firmaya satıldığını, bedelini alamadıklarını, daha sonra üçüncü kişiye muvazaalı olarak satıldığını savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu forkliftin T.. Ltd. Şti. isimli firma tarafından ithal edildikten sonra 26.10.2011’de borçluya satıldığı, borçlu tarafından D.. Ltd. Şti."ne bu şirket tarafından da üçüncü kişiye satıldığı, 22.02.2013 tarihinde H.. A..’un yedinde haczedildiği, ancak mahcuzun 2918 sayılı Yasa’nın ilgili hükümleri uyarınca tescile tabi araçlardan olduğu ve satışının noterde yapılması gerektiği, aracın teslimi ile fatura düzenlenmesinin mülkiyetin nakli için yeterli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili ile vekalet ücreti ve tazminat yönünden davalı alacaklı vekili ve yine vekalet ücreti yönünden davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı alacaklı taraf, tazminat koşullarının oluştuğunu belirterek temyiz isteminde bulunmuşsa da; İİK’nun 97/13. maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın durdurulmasına da karar verilmiş olması gerekir. Somut olayda, takip ve satış durdurulurken İİK’nun 36. maddesinde öngörülen teminat türlerinden herhangi birisine hükmedilmemiştir. Bu nedenle alacaklı lehine tazminat için aranan tüm koşulların gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği için davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davacı üçüncü kişi, icra takibinin danışıklı olarak yapıldığını iddia etmektedir. Gerçekten de dava konusu iş makinesi borçlu adına tescil edildikten bir iki gün sonra icra takibi başlatılmış, diğer yandan fiili haciz işleminden hemen sonra dava konusu aracın (alacaklı tarafın isteği ile) takip borçlusuna teslim edildiği görülmüştür.
Bununla birlikte dava konusu iş makinesine ait sicilin terkini istemi ile Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış dava derdesttir ve bu davada verilecek karar eldeki istihkak davasına etki edecek mahiyettedir.
Mahkemece alacaklı ve borçlunun ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile icra takibine dayanak senedin düzenlenme nedeni ve gerçek bir alacağın bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve sicilin terkini davasının sonucu beklenmeden işin esasına yönelik hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine karar verilmesi halinde istihkak iddiasına karşı çıkan ve duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettiren borçlu yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuştur.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekili ile davalı borçlu vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 564,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı Ç.. Ö.."e iadesine, 512,35 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı H.. Ö.. Ç.."e iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.