17. Hukuk Dairesi 2015/18596 E. , 2018/6218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Belediye vekili ile davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ...’ın sürücü, davalı ... Bakanlığının işleten olduğu araçta yolcu olan müvekkilinin havanın yağışlı, zeminin ıslak olması, cadde üzerinde herhangi bir işaret olmaması ve asfaltın düşük banket olması sebebiyle meydana gelen kazada yaralandığını, yolda gerekli şerit, düşük banket ve aydınlatma önlemlerini almayan davalı ... Belediyesinin de kusurlu olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile maddi talebini yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, kusur itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 95.986,20 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Belediye vekili ile davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olayda, yolda gerekli şerit, düşük banket ve aydınlatma önlemlerini alma yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı ... aleyhine husumet yöneltilmiştir.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur.
Yargıtay ..."nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731, 2015/2366 K. sayılı kararı ile de; "davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denilmek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir.
O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak belediye aleyhine açılan bu davada davalı Belediye bakımından dava tefrik edilerek HMK"nın 114 1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK"nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2-)Her ne kadar, davacı yolcu olup meydana gelen kazada davacının bir kusuru bulunmadığından tarafların kusur durumu tazminat sorumluluğunda etkili değil ise de; davalı araç sürücüsünün hiç kusurunun bulunmaması durumunda kaza ile davalı Bakanlığın sorumluluğu altında olan aracın işletilmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından çelişkiden uzak, açık ve net bir kusur raporunun alınması zorunludur. Dava konusu trafik kazasında, kusur oranlarının tespiti bakımından makine mühendisi bilirkişiden alınan 31.10.2011 tarihli raporda davalı sürücü ..."ın kazanın oluşunda %80, trafik mevzuatına göre yoldaki işaretleme olayının kazanın oluşunda %20 oranında
etkili olabileceğinin mahkemece benimsendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak Askeri Savcılık dosyasında dinlenen bilirkişi mütalaasında özetle şüpheli ...’ın karşıdan gelen plakası tespit edilmeyen araç ile çarpışmamak için ve ölümlü bir kazayı önlemek için ani manevra yapmasıyla meydana gelen kazada sürücünün kusursuz olduğu bildirildiği için takipsizlik kararı verilmiştir. Mahkemece alınan ve benimsenen 31.10.2011 tarihli kusur raporu ile, savcılık dosyasında alınan raporda belirlenen kusur dağılımı birbirleriyle uyumlu değildir.
O halde mahkemece, kazaya ilişkin ceza dosyası da celp edilerek, ... Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya ... Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyası ile ceza dosyasında alınan beyanlar da birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-)Bozma neden ve şekline göre davalı Belediye vekilinin ve davalı Bakanlık vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Belediye vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bakanlık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Belediye vekili ile davalı Bakanlık vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Belediye"ye geri verilmesine 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.