
Esas No: 2016/1556
Karar No: 2016/7524
Karar Tarihi: 26.09.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1556 Esas 2016/7524 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.11.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 12.11.2012 tarihinde vefat eden muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile murisin TMK 605. maddesi gereğince ödemeden aczinin açıkça belli olduğunun ve mirasın reddedilmiş sayıldığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece dosya içerisinde bulunan murisin borçlu olduğu ... 16. İcra Dairesinin 2011/7539, ... 8. İcra Dairesinin 2012/7241 ve 2012/14545 esas sayılı dosyalarındaki alacaklıların, dosyadaki yazışmalardan murisin borçlu olduğu anlaşılan SGK"nın davaya davalı sıfatıyla dahil edilmesi, muris adına kayıtlı 16 RS 019 ve 16 LM 057 plakalı araçlar üzerinde haciz ve rehin işlemi bulunan dosyaların ilgili birimlerden getirtilerek alacaklıların davaya davalı sıfatıyla dahil edilmesi, iki aracın murisin ölüm tarihi itibariyle bedellerinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Ayrıca, davacılar vekilinin mirasın reddine ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunmaması, Gülsen, Umutcan ve ..."a kayyım atanan ..."ın çocuklar adına dava açabilmesi için vesayet makamından izin almaması, davacılar vekiline kayyım olarak değil de şahsi olarak özel yetki içermeyen vekaletname vermiş olması, bu eksiklikler tamamlatılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi