18. Hukuk Dairesi 2013/20651 E. , 2014/2720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2012
NUMARASI : 2011/269-2012/128
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasası"nın kıymet takdiri esaslarını düzenleyen 11. maddesinin (f) bendi uyarınca arazilere kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değeri biçilir.
Somut olayda mahkemece, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın narenciye bahçesi olduğu kabul edilerek narenciyeye göre belirlenen m² değeri üzerinden yapılan hesaplama uyarınca belirlenen kamulaştırma bedeline hükmedilmiştir.
Narenciye bazı ürünlerin (portakal, mandalina, limon vs.) ortak adı olup, müstakil olarak böyle bir ürünün verileri bulunmamaktadır. Kamulaştırma bedelinin tespitinde; Yasanın yukarıda belirtilen ilkesi ve Yargıtay uygulamaları doğrultusunda kamulaştırılan taşınmazda hangi ürünler yetişiyorsa bu ürünler esas alınarak taşınmazın değeri belirlenmelidir. Birden fazla ürünün yetişmesi halinde ise, bilirkişi kurulunca her bir ürünün taşınmazda kapladığı alan belirlenerek oranı bulunmalı, bu alanda yetişen ürünlerin değerlendirme tarihindeki dekara ortalama verimi, toptan satış fiyatı ve dekara masrafını gösterir gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verileri getirtilip hesaplama yapılarak taşınmazın değeri tespit edilmeli, irtifak nedeniyle taşınmazda oluşacak değer kaybı da hesaplanarak bu şekilde tespit edilecek kamulaştırma bedeline hükmedilmelidir. Mahkemece açıklanan bu hususlara dikkat edilmeden verisi olmayan narenciyeye göre bedel tespit edilmiş olması,
2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz şerhinin hükmedilen kamulaştırma bedeline yansıtılmaması,
3-Davanın niteliği gereği davacı idareden maktu harç alınmasına karar verilmesi gerekirken nispi harca hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden, hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.