
Esas No: 2019/133
Karar No: 2019/1131
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/133 Esas 2019/1131 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan sanıklar ..., ... ve ...’in; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 345/A maddesi uyarınca ayrı ayrı 3 aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmalarına dair .....İcra Ceza Mahkemesinin 24/09/2013 tarihli ve 2013/6 Esas, 2013/40 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 17/12/2018 gün ve 94660652-105-35-5483-2014-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2018 gün ve KYB.2018-103945 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre:
1- .... Ticaret Sicili Müdürlüğünün 05/04/2013 tarihli cevabi yazısına göre; sanıklardan sadece ...’nın şirket müdürü olarak şirketi temsile yetkili kişi olduğu anlaşıldığı halde, şirket ortakları olan ... ve ... haklarında da mahkûmiyet hükmü kurulmasında,
2- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 345/A maddesinde yer alan müeyyidenin 10 günden 3 aya kadar hapis cezası olduğu nazara alınmadan, sanıkların 3 aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmalarında,
3- Sanıklara isnat edilen suçun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İcra İflas Kanunu"nun 179. ve Türk Ticaret Kanunu"nun 324. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının gerekip gerekmediğinin tespiti için; mahkemece borçlu şirkete ait ticarî defterler ve bilançolar getirtilip, birlikte bilirkişi incelemesine tabi tutulduktan sonra sonucuna göre sanıkların hukukî durumunun takdiri gerekirken, eksik araştırma ile mahkûmiyetlerine karar verilmesinde,
4- Şikayete konu .....İcra Müdürlüğünün 2011/5 ve 2012/250 esas sayılı icra takip dosyaları incelendiğinde ödeme ve icra emirlerinin borçlu şirket vekili tarafından tebliğ alındığı, icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline ödeme emri tebligatının, cezai sorumluluk açısından hukuki sonuç doğurmayacağının gözetilmemesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma isteminin (4) no’lu nedeni yönünden yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, .....İcra Ceza Mahkemesinin 24/09/2013 tarihli ve 2013/6 Esas, 2013/40 Karar sayılı kararının CMK’nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin kaldırılmasına, bozma sebebine göre kanun yararına bozma isteminin (1,2 ve 3) no’lu nedenleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 30/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.