11. Ceza Dairesi 2017/5082 E. , 2017/7472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın, .... İlçe Emniyet Müdürlüğü ..... Polis Merkezi Amirliği’nde kardeşi ...’a ait kimlik bilgilerini kullanarak müşteki sıfatıyla ifade vermesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, sanık tarafından kardeşi adına sahte sürücü belgesi düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında, üzerinde sanığın resmi bulunan, fakat ...’ın kimlik bilgilerini taşıyan sürücü belgesi aslının dosyada mevcut olmayıp, yalnızca fotokopisinin bulunması ve sahteciliğin ne şekilde gerçekleştirildiğinin anlaşılamaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, suça konu sürücü belgesinin Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş bir sürücü belgesi olup olmadığının araştırılması, bu şekilde verildiğinin tespiti halinde atılı suçun oluşacağı, sürücü belgesinin tümden sahte olarak oluşturulması ya da fotoğraf değişikliği suretiyle sahtecilik yapılması halinde ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında da açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup, suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık niteliği bulunmadığı cihetle; suça konu sahte sürücü belgesi aslının araştırılarak, temin edilememesi durumunda sahte belgenin aldatma niteliğini haiz olup olmadığı tespit edilemeyeceğinden, atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Suçun sübutu halinde ise; UYAP üzerinde yapılan sorgulamada, sanık hakkında kardeşinin kimlik bilgilerini kullanarak nüfus cüzdanı talep belgesine istinaden nüfus cüzdanı çıkardığı iddiasıyla 09.01.2009 ve 24.10.2009 tarihli iddianameler ile dava açılıp, resmi belgede sahtecilik suçundan Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/1417 Esas, 2011/409 Karar sayılı ve Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/87 Esas, 2009/490 Karar sayılı dosyaları ile verilmiş mahkumiyet kararlarının bulunduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak hukuki kesintinin iddianame tarihi itibariyle oluşacağı, sanığın eylemlerinin zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceği dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla hüküm kurulması,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.