17. Hukuk Dairesi 2015/12912 E. , 2018/6700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili 24/09/2011 tarihinde davacının maliki ve yolcu olarak bulunduğu ... plakalı aracın davalının sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyetini yitirerek kaza yaptığını, kazada davacının sağ ön kolunda ciddi şekilde doku kaybı meydana geldiğini, sağ dirseğine vida yerleştirildiğini, uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını, kaza nedeniyle sağ kolunda fonksiyon kaybı oluştuğundan malul olduğunu, aracında büyük çapta maddi hasar meydana geldiğini, yaralandığı kaza nedeniyle psikolojik çöküntü yaşadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08/09/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini, araç hasar tutarı olarak 10.500,00-TL, beden tamlığının ihlali olarak 111.173,77-TL, olmak üzere toplamda 121.673,77-TL"ye yükseltmiştir.
Davalı süresinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davanın kabulüne, 111.173,77 TL maluliyet, 10.500,00 TL hasar bedeli toplamı 121.673,77 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat ve araç hasar bedeli istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Davalı taraf, davacının sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafık kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece, indirim uygulanmamıştır.
Somut olayda, davalı 10.04.2013 havale tarihli beyan dilekçesinde davacı ile birlikte yola çıkmadan önce alkol aldıklarını beyan etmiş, kaza tesbit tutanağında sürücünün alkol durumunun kontrol edilemediği belirtilmiş, ancak davacının hastanedeki muayenesinde 2.5 mg alkollü olduğu anlaşılmıştır. Davacının sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca bindiği anlaşılmaktadır. Alkollü sürücünün aracına bilerek binmek zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir.
Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerekirken indirim yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
3-Davacı kaza anında Üniversite 4. Sınıf öğrencisidir. Davacının okulu bitirir bitirmez devlette çalışan avukata göre maaş hesabı hatalı olmuştur. Davacı okulu bitirdikten sonra belli bir süre staj dönemi olacaktır. Onun da gözönüne alınarak staj döneminin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Davacının kendisi de farklı bir ücret aldığını ispat edememiştir.
4-Hasarla ilgili temyize gelince; mahkemece hükme esas alınan 25.07.2013 tarihli bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir. Bilirkişi raporunda aracın kaza tarihindeki 2. El değerinin 21.500,00 TL olduğu, tamirinin ekonomik
olmadığı, sovtaj değerinin 11.000,00 TL olduğu ve zararın 10.500,00 TL olduğu bildirilmiş ancak, tamirinin ekonomik olup olmadığının değerlendirilmesi açısından tamir masraflarının ne kadar olduğu, parça ve işçilik değerinin ne olduğu yazılıp tartışılmadan bu sonuca ulaştığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan dosya arasındaki belgelerden davacının kazadan sonra aracını 24.000,00 TL"ye sattığına dair satış sözleşmesi mevcuttur. Mahkemece bu durum da değerlendirilmek üzere bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.