7. Hukuk Dairesi 2015/44342 E. , 2016/3380 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı 28.08.1997 tarihinden 01.04.2007 tarihine kadar...Çimento San. A.Ş. da çalıştığını, bu tarihten sonra ise tüm haklarıyla şirketin ... Çimento’ya devredildiğini, 01.04.2010’a kadar davalı şirkette çalıştığını, 01.04.2010 tarihinde ... Beton A.Ş. ye devir gerçekleştiğini, sadece kıdem tazminatını alarak bu şirkette çalışmaya devam ettiğini, daha sonra 01.05.2012 tarihinde tekrar bir devir işlemi gerçekleştiğini ve ... Beton A.Ş.’ne ait işyerinin ... Çimento’ya devredildiğini, sadece kıdem tazminatı ödendiğini, davalı şirkette çalışmaya devam ettiğini belirterek fazla mesai , ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti olmak üzere alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Davacı davalı işyerinde haftanın 6 günü ve ayda 2 hafta tatilinde 07.00-00.00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının fazla mesai alacağının olmadığını savunmuştur.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ... davacı ile birlikte 2,5 - 3 sene çalıştığını, sabah 07,30 - akşam 18,00 arası mesai yapıldığını haftanın altı günü bu şekilde çalışıldığını, ayda ortalama iki kez de pazar günleri geldiklerini, pazar günleri de normal mesai günleri gibi çalışıldığını, haftanın 3 günü saat 18,00 den sonra akşam 20,30-21,00 ve 20,00 arası çalıştıklarını, çalışmalarının gece 12 yi bulduğu da olduğunu, ulusal bayramlarda çalıştıklarını , dini bayramlarda hiç bir gününde çalışma olmadığını beyan etmiş diğer davacı tanığı, ... davalı işyerinde 2010-2013 yılları arasında çalıştığını, davacıyla birlikte 2-2,5 yıl kadar birlikte çalıştığını , çalışma saatlerinin sabah 07,30 ile akşam 18,00 arasında olduğunu, normal mesai saatlerinin bu şekilde olduğunu, haftanın 3 günü fazla mesai yaptıklarını, bu saatlerin akşam 18,00 den sonra ortalama olarak 23,00’ e kadar olduğunu ancak bazen gece ikiye kadar da çalıştıklarını, haftanın 6 günü normal mesai saatlerinde çalıştıklarını, pazar günleri de fazla mesai yaptıklarını , ayda ortalama iki defa fazla mesai yaparak pazar günleri de çalıştıklarını ulusal bayramlarda çalıştıklarını , dini bayramlarda hiç bir gününde çalışma olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı savunması dikkate alınarak davacının davalı işyerindeki çalıştığı 14.11.2008-31.03.2010 ile 01.05.2012-24.09.2013 tarihleri arasındaki dönem itibariyle ayda 2 defa hafta tatilinde, yani Pazar günü çalıştığı normal mesainin sabah 07.30’da başlayıp 18.00’de sona erdiği, ancak davacının haftanın 3 günü mesaisinin 22.00’ye kadar devam ettiği, davacının haftanın 3 günü çalışmasının 14.5saat olduğu ve 1.5 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde 13 saat , diğer 3 gün ise günlük çalışmasının 10.5 saat ve 1 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde 9.5 saat olduğu , hafta içi çalışmasının 3 gün 13 saatten 39 saat ve 3 gün 9.5 saatten 28.5 saat ve haftada toplam 67.5 saat olduğu ve davacının 22.5 saat fazla mesai yaptığı, ayda 2 hafta tatilinde çalışmasına göre aylık fazla mesaisinin 9.5 saatten günlük çalışma süresi olan 7.5 saatin çıkarılmasıyla 2 saat olduğu , ayda 2 gün 2 saatten 4 saat olduğu , haftalık bazda ise ortalaması olan 1 saat eklendiğinde davacının haftalık 23.5 saat fazla mesai yaptığı, ulusal bayramlarda çalışıp dini bayramlarda çalışmadığı ve ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne karar vermiştir.Somut olayda davacı tanıkları davacıyla birlikte 2.5-3 yıl kadar birlikte çalıştıklarını beyan etmiş olup davacı tanıklarının davacıyla birlikte davalı işyerinde çalıştıkları dönemler kesin olarak belirlenerek davacı tanıklarının beyanlarına davacıyla birlikte çalıştıkları ve görgü ve bilgilerinin olduğu dönemle sınırlı olarak itibar edilmesi gerekirken yazılı şekilde fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.