17. Hukuk Dairesi 2017/1670 E. , 2018/6936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; sigortalı dava konusu taşınmazın 05.10.2012 tarihinde meydana gelen deprem sebebiyle ağır hasara uğradığını, dava konusu taşınmazın hasarın meydana geldiği tarih itibariyle ... Sigorta A.Ş tarafından tanzim edilen ... nolu Doğal Afet Sigortaları Kurumu Zorunlu Deprem Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin hasarın meydana gelmesini takiben derhal ve gerekli bilgi ve belgeler ile birlikte davalı yana hasar tazmini talebiyle başvurduğunu, ancak hasar bedelinin ödenmediğini, meydana gelen deprem sonucunda sigorta teminatı kapsamındaki dava konusu taşınmazın hasarlanması sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararın davalı tarafından tazmini gerektiğini belirterek 05.10.2012 tarihinde meydana gelen deprem sonucu müvekkiline ait taşınmazın hasara uğraması sebebiyle belirsiz alacak davası niteliğindeki davalarının kabulü ile 5.000,00 TL zararın hasar tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının konutundaki hasarın miktar ve niteliğinin tespiti amacı ile konusunda uzman bağımsız eksper atandığını, atanan eksper tarafından yapılan inceleme neticesinde düzenlenen raporda, davacının talebinin mevzuata uygun olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle talebinin reddine karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, 53.900,00 TL"nin 31/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeni ile reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, zorunlu deprem sigorta sözleşmelerinden (...) kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacının dava konusu edilen konutunu 15/08/2012 tarihinde davalı kurum nezdinde zorunlu deprem sigortası kapsamında sigortalattığı, 05/10/2012 tarihinde meydana gelen depremden sonra davacının konutunun bulunduğu binanın hasar aldığı, davacının ... poliçesine dayalı olarak konut bedelini davalı kurumdan talep ettiği, davalı kurumun ise; binanın poliçenin tanzim edilmeden evvel çeşitli hasarlarının bulunduğu, depremle birlikte hasarların büyüdüğünden bahisle ve Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları A.2.4 teminat kapsamı dışında kalan haller arasında “ Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar” yer aldığı, dava konusu edilen taşınmazın da mühendislik hizmeti almadığından teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle davacının tazminat talebini reddettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın ... sigorta kapsamı dışında kalan yapılar kısmında sayılan yapılardan olmayıp, mühendislik hizmeti almadığı gerekçesi ile teminat dışı bırakılmasına dair ilgili mevzuatta herhangi bir düzenleme olmadığı, bu konuda 27/12/1999 tarihinden sonra yapılan ruhsatsız yapılar için sınırlama getirilmiş olup, taşınmazın 1999 yılından önce yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Oysaki; poliçe ve deprem tarihinde yürürlükte olan Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları A.2.4 maddesine göre “Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar” teminat kapsamı dışında sayılan binalar arasında yer almakta olup; mahkemece dava konusu taşınmazın bu madde kapsamında sayılan projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti almayan yapılardan olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Ayrıca dava konusu taşınmaz tapu kayıtlarında bahçeli kargir ev olarak görünmekte ise de poliçede çelik betonarme olarak görünmektedir. Buna göre; mahkemece
öncelikle dava konusu binanın niteliğinin bahçeli kargir ev mi yoksa çelik betonarme mi olduğu, mühendislik hizmeti alıp almadığı, projesinin bulunup bulunmadığı, yapı ruhsatlarının varlığı belirlenerek; genel şartlarda gösterilen şartları taşımıyorsa; Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) kapsamında; sigortalının binanın bu durumunu sigorta şirketine beyan etmemesinin kasıtlı olup olmadığı değerlendirilerek davacı sigortalının da bu durumu bildirmemesi hususunda müterafık kusurunun olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; ... Genel Şartlarının A.6. maddesine göre; ”Her bir hasarda, sigorta bedelinin %2"si oranında tenzili muafiyet uygulanır. ... hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumludur.” Mahkemece anılan genel şart uyarınca muafiyet tenzili poliçe üzerinde gösterilen sigorta bedeli üzerinden %2 muafiyet tenzili yapılması gerekirken, belirlenen zarar miktarı üzerinden %2 muafiyet tenzili yapılması, zorunlu sigorta olmasına sigorta sözleşmelerine konu olan taşınmazların mesken niteliğinde bulunması nedeniyle temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi ve davalı taraf harçtan muaf olduğu halde yazılı şekilde sorumluluğuna karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.