17. Hukuk Dairesi 2016/2621 E. , 2018/6941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."a davaya konu ... Markalı dorseyi imal ettiğini ve 53.000,00 TL bedelle sattığını, davalı ..."ın ise borca karşılık olarak, ... Müdürlüğünün 2013/1684 esas sayılı dosyasındaki 20.04.2013 tarihli 28.000,00 TL bedelli çeki keşide ettiğini, çeki ödemediği için ... Müdürlüğünün 2013/1684 esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, ... 6. Noterliğinin 2013 yılı Mart ayında yapılan 20.03.2013 tarih 0620131638 yevmiye nolu işlemi ile dorsenin diğer davalıya muvazaalı olarak satıldığını, diğer davalı şirket ..."a herhangi bir ödeme yapmadığını, noter satışı yapılmasının bir önemi olmadığını, davalıların ödeme yaptıklarını resmi belge ile ispatlamak zorunda olduğunu belirterek dava konusu dorsenin ... 6.Noterliğinin 2013 yılı Mart ayında yapılan 20.03.2013 tarihli işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davanın kabulüne; 31.000,00 TL nin dorsenin devir tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile
davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda; dava konusu dorsenin satışının iptali talep edilmiş, mahkemece davalı 3.kişi şirketin dava konusu edilen dorseyi satın alırken bedelini ödediğini ispatlayamadığından İİK 278 gereğince davanın kabulüne karar
verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya kapsamında bulunan noter satış sözleşmesine göre davalı 3.kişi şirket dava konusu dorseyi satın alırken 37.100,00 TL ödemiştir. Mahkemenin kabul gerekçesinin aksine noter satış sözleşmesinde gösterilen bu bedelin ödendiği kabul edilir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre de; dorsenin tasarruf tarihindeki gerçek piyasa değeri 47.000,00 TL olarak belirlenmiş olup;gerçek değeri ile satış bedeli arasında noter satış senedine göre mislini aşan bir fark bulunmamaktadır. Bu durumda İİK"nın 278/2 maddesinde belirtilen edimler arasındaki aşırı farkın oluştuğundan söz edilemez. İvazlar arasında bir misli veya daha fazla fark bulunmaması ve davalı üçüncü kişi olan şirket yetkililerinin borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bildiği veya bilmesi gerektiği hususunun da kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de; tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin davacının alacağından fazla olmayacak şekilde dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekirken, bedel üzerinden faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Akaryakıt Nak. Mer. Tavuk Oto. ve İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. geri verilmesine 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.