
Esas No: 2017/5071
Karar No: 2017/7928
Karar Tarihi: 20.11.2017
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5071 Esas 2017/7928 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın sorgusunda bildirdiği adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca yapılan gerekçeli karar tebligatında, haber verilen ve imzadan imtina ettiği belirtilen komşunun isminin yazılmaması sebebiyle 14.01.2014 tarihinde yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, sanığın MERNİS adresine 07.02.2014 tarihinde yapılan tebligat sonrası 14.02.2014 tarihli temyiz başvurusunun süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanığın isteminin 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesi gereğince itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
II-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğundan, suça konu bono asılları incelenmek sureti ile özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, unsurlarının tam olup olmadığı, aldatma kabiliyetinin ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılması ve belgenin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması gerektiği gözetilmeden karar verilmesi,
2-Kabule göre;
a-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmayacağından, sanık tarafından müştekilerden ...’a verilen 15 adet bononun değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil olmaması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi kapsamında teselsül koşullarının oluşmadığı, ancak belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden, bu madde hükmünün tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi,
b-09.09.2009 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2010-2011” olarak yanlış gösterilmesi,
c-Sanığın adli sicil kaydında bulunan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2012 tarih ve 2011/198 Esas, 2012/193 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamının kesinleşme tarihinin, bu dosyadaki suç tarihinden sonra olması nedeniyle, anılan ilam yönüyle geri bırakılan hükmün açıklanması koşulları oluşmadığı gözetilmeden ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
d-TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.