17. Hukuk Dairesi 2017/3154 E. , 2018/6943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa"ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."in müvekkil idareye 15/11/2012 tarihi itibariyle 151.695,34 TL vergi borcu bulunduğunu, davalı ..."e ait 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğunu ve vadesi geçmiş amme borçları için davalı ..."e ödeme emrileri tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapmadığını, davalı ..."le ilgili yapılan mal varlığı araştırmasında ... ilçesi ... ada parseldeki bağımsız bölüm No:9"u 01/03/2012 tarihinde kızı davalı ..."e sattığnının tespit edildiğini, kesinleşmiş amme alacağı için müvekkil idarece yapılan takibatın sonuçsuz kaldığını, amme borçlusunun tahsilini imkansız kılmak amacıyla tasarufu işlemin iptalinin gerektiğini, ... İlçesi ... Ada parsel ... bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydıın iptali ile eski hale iadesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalılardan ... adına başkaca kayıtlı haciz ve yine emekli maaşı ve taşınmaz bulunmamakta iken davacının tüm bunlardan alacağını tahsil etmek yerine üçüncü kişi olan müvekkilinden iktisap ettiği taşınmazın satışının iptalini dava etmesinin hukuk düzeninin korumayacağı bir eylem olduğunu, borçlu ... adına halen ... plaka sayılı araç ile ... plaka sayılı araçların mevcut olup bu araçların alacağı karşılar miktarda ve değerde olduğunu, yine borçlu ..."in emekli maaşı olan ve faal olarak çalışan biri olduğunu, alacağın takibin imkansızlığını gösteren gecici ve kesin aciz belgesinin dosyaya ibrazına müteakip iş bu davaya devam edilmesinin hukuken zorunlu olduğunu, iddia edilen satış tarihi itibariyle davacının alacağının muaccel olup ve talep edilebilir alacak olup olmadığı ve satış tarihi itibariyle
satışı yapan borçludan hangi miktar muaccel alacak olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olduğunu, zira babası olmasına rağmen kendisinin ayrı ticari faaliyetleri ve gelirleri bulunduğunu, söz konusu taşınmazın bankaya ipotekli olduğundan dolayı banka satılması için kendisinin iktisap ettiğini ve borçları ile biraber satın alarak iktisap ettiğini, 6183 yasa kapsamında Tasarrufun İptali koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, davalılar arasındaki 01/03/2012 tarihli satış akdinin iptali ile ... İlçesi ... Köyü ... Ada parsel ... nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile eski hale iadesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava 6183 sayılı Yasa"nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının
açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 20/05/2014 tarihli kısa kararında "davanın kabulüne" denildiği halde, gerekçeli kararda "davanın kabulüne, davalılar arasındaki 01/03/2012 tarihli satış akdinin iptali ile ... İlçesi ... Köyü ... Ada parsel ... nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile eski hale iadesine" şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.