
Esas No: 2016/6961
Karar No: 2017/2354
Karar Tarihi: 02.03.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/6961 Esas 2017/2354 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili lehine hüküm altına alınmış olan aylık 500 TL yardım nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakanın 500 TL"den 900 TL"ye yükseltilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkilinin yerleşim yerinde açılması gerekirken, davacının dahi gerçek yerleşim yeri olmayan yerde açıldığını, nafakanın yeterli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 500 TL nafakanın yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakasının yükseltilmesi istemine ilişkindir. (TMK.md.364)
TMK’ nun 364. maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”
TMK" nın 365. maddesinin 2. fıkrasında ; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır.
TMK" nın 328. maddesinin 2. fıkrasında da; “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı çocuğun annesi ile birlikte yaşadığı, üniversite 4. sınıf öğrencisi olduğu, aylık 700 TL kira ödedikleri, annesinin 1.600 TL emekli maaşı aldığı tespit edilmiştir. Davalı babanın ise emekli olduğu, aylık gelirinin 2.900 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacının gelirinin olmadığının mahkemece sabit olduğu ve halen eğitimine devam ettiği anlaşılmaktadır. Nafakanın takdir edildiği tarih gözetildiğinde, aradan geçen sürede ekonomik göstergedeki değişiklikler nazara alındığında, paranın enflasyon oranında değer kaybettiği bir gerçektir. Bu durumda; nafakanın, en azından aylık nafakanın 500 TL olarak belirlendiği ilamın kesinleştiği tarihten itibaren TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekmektedir. Mahkemece; bu husus gözetilmeden, arttırım talebinin reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
./..
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.