17. Hukuk Dairesi 2015/13265 E. , 2018/7105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen davada, davalıların kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin eş/babası olan ..."ün yaralandığını, kaza sonrasında 30"a yakın ameliyat geçirdiğini, ameliyatlar sonrasında da çok kötü durumda olduğu, bakıma muhtaç hale geldiğini, davalının alkollü ve ehliyetsiz olarak yaptığı trafik kazası ile darmadağın olduğunu, olayın üzerinden yaklaşık 10 sene geçtiğini, davacı eş ... tarafından her gün eşi ..."ün tedavisi için hastaneye götürüldüğünü, eş ..."ün eşine bakmak için işini bırakmak zorunda kaldığını, eş ..."ün kaza sonrası oluşan durumundan dolayı ailenin ekonomik durumlarının tamamen bittiğini, temel ihtiyaçların karşılanamaz hale geldiğini, çevreden yapılan yardımlarla hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını, maddi sıkıntılar nedeniyle sürekli ev değiştirmek zorunda kaldıklarını, davacı çocuk ..."ün henüz 9 yasında bu acıları yaşamak zorunda kaldığını, bu durumun eğitimini olumsuz yönde etkilediğini açıklayıp 200.000,00"er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ile birleştirilen dosya davalısı davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davalı yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından, 08.11.2004 tarihinde gerçekleşen kazada yaralanan ve malul kalan eş/babasının tedavi sürecinde yaşadıkları manevi sıkıntıların tazmini amacı ile eldeki dava açılmış, davalılardan bir kısmı tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi nedeni ile davanın zamanaşımı nedeni ile tümden reddine karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 794).
Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ..."nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, kaza 08.11.2004 tarihinde meydana gelmiş olup, davacıların eş/babası yaralanmıştır, buna göre davaya konu eylem kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK"nın 459/2. maddesi kapsamında kalmakta olup, eylem için
(TCK 459/22) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK"nın 102/4. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 5 yıl ise de yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca davacıların eş/babasının maluliyeti/yaralanması ile ilgili olarak "gelişen bir durumun" olup olmadığı hususu ..."nın 109/1 maddesindeki 10 yıllık (tavan) zamanaşımı süresinin uygulanabilirliği açısından önem arz etmektedir.
Dosya kapsamından, davacıların eş/babasının kaza tarihinden bu yana tetkik ve muayene süreçlerine ilişkin belgelerin bulunmadığı, davacıların eş/babasında trafik kazasına bağlı olan maluliyet durumlarında "zaman içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı" yönünden ayrıca ve açıkça bir tespit veya değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, davacıların eş/babasının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlıklarına kavuşmuş sayılacakları, maluliyetleri ile ilgili olarak gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavilerinin ne zaman sona erdiği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konularında ayrıntılı ve açık şekilde rapor alınarak, zaman aşımı itirazları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi ve ayrıca davalılardan biri tarafından ileri sürülen zamanaşımı defininin bu yönde savunması olmayan diğer davalılara ve birleştirilen davaya da sirayet edecek şekilde karar verilmesi ve süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı define karşı çıkan davacının itirazının kabul edilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.