11. Hukuk Dairesi 2015/14282 E. , 2016/3089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.03.2015 tarih ve 2014/706-2015/246 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan son 10 senede çeşitli tarımsal krediler kullandığını, bu kredilere dayalı olarak müvekkilinden dosya masrafı, komisyon, hesap işletim ücreti, hayat sigortası, ferdi kaza sigortası, ipotek ekspertiz ücreti ve ipotek masrafı adı altında çeşitli tahsilatın yapıldığını, ancak sözleşmelerin tip ve formüler sözleşme niteliği taşıdığını, banka lehine düzenlendiğini, muhakemeye imkân bırakmadığını, müvekkilinin sözleşmeler esnasında aciz ve mecbur bırakıldığını ileri sürerek şimdilik 3.000 TL"nin reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi sözleşmelerinde müvekkilinin dava konusu kalemleri tahsil edebileceğinin hükme bağlandığını, davacının da sözleşmeleri okuduğunu ve hükümlerin hakkında geçerli olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, sigorta masraflarının davacının yararına yapıldığını, sigorta primlerinin muhatabının sigorta şirketi olduğunu, bilgilendirme formunun imzalandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen masrafların yanlar arasında akdedilen ve geçerli olan sözleşme hükümlerine göre alındığı, derdest dosyalardaki oranlara göre %1 komisyon alınmasının fazla olmadığı, sigortanın davacı lehine yapıldığı, sigorta bedelinin iadesinin de sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiği, davacının bu güne kadar sigorta korumasından faydalandığı, sözleşmenin yapıldığı tarihteki Borçlar Kanunu hükümlerine göre de genel işlem şartına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kullanılan tarımsal krediler nedeniyle davalı banka tarafından tahsil edilen masraf, komisyon vb. ücretlerin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı bankanın tahsil ettiği komisyonların derdest davalar gözetildiğinde fazla olmadığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmişse de, Dairemizin yerleşik kararlarına göre, diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları ilgili bankalardan celbedilerek, davalının tahsil ettiği tutarların uygun olup olmadığı konusunda, uzman bilirkişiye dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu alınıp, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken derdest dosyalarda alınan komisyonlara göre değerlendirme yapılıp soyut ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Ayrıca davacı, dava dilekçesi ekine 2013 ve 2014 yıllarında kullanılan kredilere ilişkin hesap ekstreleri ibraz ettiği ve bu hesap ekstrelerinde bir kısım tahsilatların yapıldığı görüldüğü halde kısmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece 2011 yılında kullandırılan krediler için yapılan kesintilerin incelenmesi ve karar gerekçesinde de sadece bu kredilerin kullandırılmasına bağlı olarak tahsil edilen 2.100,37 TL"nin değerlendirilmesi de eksik incelemeye dayalı olup doğru görülmemiştir. Yine davacı, son 10 yıldaki krediler için dava açtığını, kredilerin çok sayıda olduğunu, bunların bir kısmının ellerinde bulunduğunu, tümünün bankadan talep edildiğinde görüleceğini ileri sürmüş, mahkemece de, bilirkişiye banka kayıtlarının yerinde incelenme yetkisi verilmiştir. Ancak, ibraz edilen raporda tüm banka kayıtlarının incelenip incelenmediği belirtilmemiş, davalı banka cevap dilekçesinde 20.05.2013 ve 02.05.2014 tarihlerinde düzenlenen kredi sözleşmeleri uyarınca da davalıya kredi kullandırıldığını bildirildiği halde bilirkişinin sadece 2011 yılında yapılan kesintileri incelemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu edilen döneme ilişkin tüm kredi sözleşmelerinin ve bu sözleşmelere istinaden kullandırılan kredilerin bankadan celbi ile yukarıda açıklandığı gibi emsal banka uygulamalarına göre değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.