11. Ceza Dairesi 2017/14587 E. , 2017/8236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, kaçmaya imkan sağlama
HÜKÜM : Asıl karar Mahkumiyet,07.09.2016 - 28.03.2017 tarihli ek kararlar için temyiz talebinin reddi.
Hükmün açıklandığı 06.10.2015 tarihli duruşmaya sanığın başka suçtan dolayı hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumu"ndan SEGBİS yöntemi ile katıldığı ve hüküm fıkrasının son kısmında; "Sanığın yüzüne, kararın tefhiminden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize veya bulunan yer mahkemesine verilecek dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın tutanağa geçirilmesi ve hakime onaylattırılması suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz edilebileceğine, temyiz edilmediği takdirde kararın kesinleştirileceğine dair verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı" ibaresinin yazılı olduğu, sanığın 05.09.2016, 27.03.2017 ve 02.06.2017 tarihli temyiz dilekçeleri ile hükmü temyiz etmiş olduğu anlaşılmıştır.
1982 Anayasası"nın 40/2. maddesinde yer alan; (Ek fıkra: 03/10/2001 - 4709 S.K./16. md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." şeklindeki ve 5271 sayılı CMK"nın 263. maddesinde yer alan;
(1) Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.
(2) Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir.
(3) Kurum müdürüne başvuru hâlinde ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapılarak, tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder.
(4)"Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır." şeklindeki yasal düzenlemeler, aynı Yasanın 34. maddesinde yer alan; (2) kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir." şeklindeki yasal düzenleme, 231. maddesinde yer alan; hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir." şeklindeki yasal düzenleme ile 5271 sayılı CMK"nın 232. maddesinde yer alan; “Hüküm fıkrasında, 223’üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir." şeklindeki yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; hükmün açıklandığı 06.10.2015 tarihli duruşmaya sanığın başka suçtan dolayı hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumu"ndan SEGBİS yöntemi ile katılmış olması nedeniyle; mahkemece hüküm tefhim edilirken hüküm fıkrasına; 5271 sayılı CMK"nın 263/1. maddesi gereğince başka suçtan tutuklu olan sanığın tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceğinin de yazılması ve bu hususun da tefhim edilmesi gerektiği halde, bu hususun hüküm fıkrasına yazılmamış ve tefhim edilmemiş olması nedeniyle; sanığın temyiz süresinin hükmün tefhim tarihinde başlamayacağı, temyiz dilekçesinin tarihi olan 05.09.2016 tarihinin hükmü öğrenme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği dolayısıyla sanığın öğrenme üzerine ve yasal süre içinde hükmü temyiz etmiş olduğu belirlenerek ve mahkemenin 07.09.2016, 28.03.2017 tarihli ek kararları kaldırılarak yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik, başkasının kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tekerrüre esas alınan Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/467 Esas, 2011/46 Karar sayılı dosyasına konu suç tarihinde sanığın 18 yaşından küçük olduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 58/5. maddesi uyarınca söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı; sanığın adli sicil kaydında bulunan diğer hükümlülüklerinden, Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/546 Esas, 2012/636 Karar sayılı ilamı ile mahkum olduğu 2 yıl 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkartılarak yerlerine ""Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/546 Esas, 2012/636 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK"nın 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibaresi yazılmak suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında “kaçmaya imkan sağlama” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-TCK"nın 294. maddesinin 8. fıkrasında düzenlenen suçun failinin, gözaltına alınan tutuklu veya hükümlünün kaçmasına imkan sağlayan kişi olduğu, kaçan kişinin bu madde hükümlerine göre sorumlu tutulamayacağı, TCK’nın 292. maddesinde düzenlenen suçun failinin ise hükümlü veya tutuklu olduğu, ancak bu suçun oluşması için sanığın hükümlü olması veya hakkında verilmiş tutuklama kararı bulunması gerektiği gözetilmeden, suç işlediği iddiası ile yakalandıktan sonra kaçan sanık hakkında atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Tekerrüre esas alınan Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/467 Esas, 2011/46 Karar sayılı dosyasına konu suç tarihinde sanığın 18 yaşından küçük olduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 58/5. maddesi uyarınca söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı; sanığın adli sicil kaydında bulunan diğer hükümlülüklerinden, Gaziantep 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/546 Esas, 2012/636 Karar sayılı ilamı ile mahkum olduğu 2 yıl 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.