11. Hukuk Dairesi 2015/8123 E. , 2016/3148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANADOLU 1. FİKRÎ
Taraflar arasında görülen davada....... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.11.2014 tarih ve 2014/23-2014/253 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 17.220 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketlerden ...."nin "..." markasını esas unsur olarak içeren ticaret unvanını 02/10/2002 tarihinde tescil ve ilan ettirdiğini, davalının .... Ticaret Odası nezdinde kayıtlı olan bir şirket olup davacı şirketlerle aynı alanda faaliyet gösterdiğini, diğer davalı şirket olan ......"nin ise "..." markasını esaslı unsur olarak içeren ticaret unvanını 10.12.2007 tarihinde tescil ve ilan ettirdiğini, bu davalının da müvekkili şirketlerle aynı alanda faaliyet gösterdiğini, aynı ve benzer kapsamdaki ürün ve hizmetleri müvekkili şirketler ile aynı piyasaya sunan davalıların, müvekkili şirket adına tescilli "..." ibaresinin kullanmak suretiyle müvekkillerinin marka ve ticaret unvanı üzerindeki haklarına tecavüz ettiklerini, bu yolla haksız kazanç elde ettiklerini, müvekkillerinin zarar görmesine neden olduklarını iddia ederek davalıların, müvekkillerine ait "..." markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını ve men"ini, davalıların markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden tüm unsurlarının ortadan kaldırılmasını, bu kapsamda "..." markasının davalıların işyeri
unvanında ve diğer tanıtım araçlarında kullanımının önlenmesini ve yasaklanmasını, "..." ibaresinin davalıların ticaret unvanından çıkarılarak ticaret sicilinden terkinini, 2.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, "..." kelimesinin değil "......" ibaresinin müvekkili şirketlerin ticaret unvanında yer aldığını, davalı şirketlerin gıda sektöründeki ticari faaliyet tarz ve yöntemlerinin davacı şirketlere benzemediğini, ticaret unvanları arasında iltibas ve yanılmanın söz konusu olmadığını, müvekkili şirketlerin ticaret unvanındaki "..." ibaresinin hiçbir şekilde davacı yanın şirket unvanını çağrıştırmadığını, ayrıca müvekkilinin internet sitesinde "..." ibaresinin kullanılmadığını internet sitesinin.."dan oluştuğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda; davanın kısmen kabulü ile davalıların davacı tarafa ait tescilli “...” markasına yönelik tecavüz ve bu suretle haksız rekabetinin tespitine, davalıların markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden unsurların ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda “...” markasının davalılara ait işyeri unvanı ve diğer tanıtım araçlarında kullanımının önlenmesine, "..." ibaresinin davalıların ticaret unvanlarından çıkartılmasına, ticaret sicilinden terkinlerine, ticaret unvanları sicilden terkin edilinceye kadar kullanımları engellenemeyeceğinden buna yönelik davacı istemlerinin reddine, maddi tazminata ilişkin dava atiye terk edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınarak verilen kararın Türkiye genelinde günlük yayın yapan tirajı yüksek gazetelerden birisinde ilanına karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece, 27.12.2011 tarih 2009/18 Esas – 2011/119 Karar sayılı ilamı ile davacıların, diğer talepleriyle birlikte, davalıların ticaret unvanındaki "..." ibaresinin ticaret unvanlarından çıkarılarak ticaret sicilinden terkini talebinin de reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekilinin temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 06.11.2013 tarih 2012/6766 Esas – 2013/19806 Karar sayılı ilamı ile bu husustaki temyiz itirazları reddedilmiştir. Mahkemece işbu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bu kez bahsi geçen talebin kabulü ile "..." ibaresinin davalıların ticaret unvanından çıkarılarak ticaret sicilinden terkinine karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmakla, davalılar yararına bu hususta usulü müktesep hak oluştuğu nazara alınarak, talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetli görülmediğinden, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.