17. Hukuk Dairesi 2015/13999 E. , 2018/7221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde taraflar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalı ...Ş."ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı, Batman Belediyesi Başkanlığı adına kayıtlı ... Ltd Şti" nin işletmeni olduğu, davalı ..."ın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın 26.09.2011 tarihinde %100 kusurlu olarak müvekkillerinin murisi İslam İzci"ye çarpmak suretiyle ölümüne neden olduğunu, yapılan başvuru sonucu ..., ..., ... ve ... için 9.294,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme ile davacıların zararının karşılanmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacılar ... ve ... için 500,00"er TL maddi tazminatın tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, davacılar ... ve ... için 7.500,00"er TL, diğer davacıların her biri için 5.000,00"er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer
davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Başşkanlığı vekili, ... plakalı aracın ... Sigorta A.Ş."ye sigortalı olduğunu, davacıların maddi zararlarından bu sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin kendilerine 9.294,00 TL ödeme yaptığını, davacıların tazminatları alırken diğer sorunlulara karşı hak talebinde bulunmayacaklarına dair ibraname imzaladıklarını, talep olunan manevi zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek ... Trafik İhtisas Dairesinden kusur oranı konusunda rapor alınmasını ve neticede davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Şirketi vekili, ... plakalı aracın müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı müvekkili şirkete müracaat edilerek ihbarda bulunduğunu, aktüer hesabı yapıldığını, poliçede yazılı sakatlanma ve ölümlerde geçerli olan teminatın her halükarda verilecek bir teminat olmadığını, davacılar yönünden hesaplanan 9.294,00 TL zararlarının 28/11/2012 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin bakiye sorumluluğunun 190.706,00 TL kaldığını, kusur ve zarar konusunda konusunda uzman bilirkişilerden rapor aldırılmasını, davacıların avans faizi istemlerinin yasal olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... 06/06/2013 tarihli duruşmada; açılan davayı kabul etmediğini, aracı kendisinin kullandığını, aracın belediyeye ait olduğunu, kaza tarihinde ... Ltd. Şti. adına şoför olarak çalışmakta olduğunu, ilaçlama işinin belediye tarafından bu çalıştığı şirkete verildiğini, kazada kusurunun olmadığını beyan etmiştir.
Davacılar vekili 15.01.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, 24.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmemek kaydıyla ... için 6.158,16TL, ... için 8.698,82TL olmak üzere toplam 14.856,98TL üzerinden harcı tamamladıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu miktar üzerinden davanın kabulü ile sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat açısından; davacı ... için 6.158,16 TL, davacı ... için 8.698,82 TL maddi tazminatın, sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat açısından; davacı ... ve ... açısından her birine 5.000,00"er TL, her bir çocuk için 4.000,00"er TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, taraflar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-a-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... AŞ. Vekili, ... vekili, ... vekili, ..."ın aşağıdaki(2-b-c) bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
b-) 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3) Tahkikat, (madde 143-293) 4) Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294).
Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (madde 186).
Somut olayda mahkemece 04/06/2015 tarihli duruşmada davacı vekili ve davalı ... vekili hazır olduğu halde sözlü yargılama için gün tayin etmeksizin diğer davalıların yokluğunda davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
c-)Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar destek İslam İzci"nin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 5 yaşındadır. Hükme esas alınan 24.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda destek yaşasaydı, 18 yaşında çalışmaya başlayacağı ve askerlik süresinin bitiminden sonra 27 yaşında evleneceği kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmıştır. Anılan hesaplama hatalıdır. Şöyle ki; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin 27 yaşında evlenmesi kabul edilmiş ise de Dairemiz uygulamalarına göre 18 yaşında gelir elde etmeye başlayan desteğin askere gideceği, askerlik görevini tamamladıktan sonra 2 yıl içinde evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması
gereğidir. Bu haliyle bilirkişi raporunda 27 yaşına kadar anne babaya %50 pay ayrılması doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu nedenle; mahkemece, Yargıtay uygulamaları da gözetilmek suretiyle, yeni aktüer bilirkişiden işaret edilen hususlar da dikkate alınarak rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ. Vekili, ... vekili, ... vekili, ..."ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2-b-c) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ. Vekili, ... vekili, ... vekili, ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 16.7.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.