17. Hukuk Dairesi 2015/14042 E. , 2018/7222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekilinin, davalının sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç ile 16.09.2009 tarihinde müvekkilinin kullandığı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını, olay nedeni ile ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2010/211 Esas -2011/250 Karar nolu dosyasında davalı hakkında ceza hükmü tesis edildiğini, müvekkili ve ailesinin tedavi için birçok maddi imkanlarını kullandığını belirtmiş, bu nedenlerle müvekkilinin maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti ile fazlaya ve faize ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde geçen hususları kabul etmediğini, olayda davacının kusurunun bulunduğunu, ceza dosyasındaki kusur raporları arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini, müvekkili açısından çok fahiş olan manevi tazminat talebinin ve davacının halen asker olarak çalışıyor olması nedeniyle maluliyetinin bulunmadığını, tüm zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığını belirterek haksız olan maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebi ile maddi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen maddi tazminata ilişkin ve sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde,
kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin ve sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.