
Esas No: 1992/8390
Karar No: 1995/1528
Karar Tarihi: 11.04.1995
Danıştay 7. Daire 1992/8390 Esas 1995/1528 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Yukarıdaki mahkeme kararı, vergi inceleme raporunda sahte ve yanıltıcı olduğu belirtilen faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunun hukuki bir ihtilaf olduğu ve bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesinin yanlış olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca, bilirkişi raporu incelenmeden karar verilmesinin uygun olmadığı belirtilmiştir. Kararda atıfta bulunulan kanun maddeleri şunlardır: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesi (B) bendi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 276. ve 286. maddeleri.
Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 1528
Esas Yılı : 1992
Esas No : 8390
Karar Tarihi : 11/04/995
1.VERGİ İNCELEME RAPORUNDA SAHTE VE MUHTEVİYATI İTİBARIYLA YANILTICI OLDUĞU BELİRTİLEN FATURALARIN GERÇEĞİ YANSITIP YANSITMADIĞI HUSUSUNUN HUKUKİ BİR İHTİLAF OLDUĞU HALDE BİLİRKİŞİ RAPORUNA DAYANILARAK KARAR VERİLMESİNİN YERİNDE OLMADIĞI 2. BİLİRKİŞİ RAPORU HİÇ İRDELENMEKSİZİN KARAR VERİLMESİNDE İSABET OLMADIĞI HK.
1988 yılının Aralık dönemi işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca yükümlü şirket adına salınan cezalı katma değer vergisini; uyuşmazlık, mahiyeti itibarıyla teknik bilgiyi gerektirdiğinden ve adli yargı yerlerince maddi olayların tespiti yönünde verilen kararlar, aksi sabit olmadıkça vergi yargısı açısından hukuksal geçerliliğe sahip bulunduğundan, mahkemelerince, adli yargıda yaptırılan bilirkişi incelemesiyle saptanan veriler de dikkate alınarak dosyada mevcut belgeler ve yükümlü şirketin kanuni defter ve belgeleri üzerinde imalat durumu ve matrah farkı hususunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; yükümlü şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmadığı, bütün alışların ve bunlara ilişkin ödemelerin defter kayıtlarına intikal ettirildiği şekilde gerçek ve doğru olduğu,...Endüstrisi Anonim Şirketi'ne verilen çeklerin açıktan kütük demir alışı dolayısıyla değil, ...'in ...'ye anılan şirketin hisse senedi satışından kaynaklandığı, inceleme raporunda açıklanan teknolojik verilere göre ihtilaflı dönemde geçerli kapasite raporlarında yer alan kurulu motor gücü ve makine parkuru karşısında, gerek elektrik enerjisi, gerekse fuel-oil tüketimi açısından yapılan tespitlere göre üretimin defter kayıtlarına uygun olup, açıktan üretimin ve dolayısıyla matrah farkı bulunmadığının tespit edildiği, vergi dairesince bilirkişi raporuna yapılan itirazın bilirkişi raporuyla tespit edilen hususları kusurlandırıcı nitelikte olmadığı, yapılan incelemeler ve tespit edilen hususların mahkemelerince de yerinde görüldüğü gerekçesiyle terkin eden .... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; yükümlü şirket adına vergi inceleme raporu uyarınca yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) bendinde ise; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ifade edilmiştir.Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29 uncu maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisini gerçekten ödemiş olmasıdır.
Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu edilemeyeceği cihetle, vergi inceleme raporunda sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen ve ihtilaflı dönemde vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir.
Diğer taraftan, vergi inceleme raporunda, yükümlü şirket tarafından ilgili dönem içinde bir kısım emtianın belgesiz (faturasız) olarak satıldığı ve elde edilen satış hasılatının yasal defterlere kaydedilmediği yolundaki iddianın, mahkemece ya da bilirkişi tarafından yapılacak inceleme sonucu doğru olup olmadığı sonucuna varılabilir.
Olayda ise, mahkemece düzenlenen 18.6.1992 günlü tutanak ile bilirkişilerden "her iki tarafın iddiaları dikkate alınarak, dosyada mevcut ... Bölgesi Sanayi Odası ekspertiz raporları, T.M.M.O.B., Elektrik Mühendisleri Odası ekspertiz raporu, ... Asliye Hukuk Mahkemesi teknik bilirkişi raporları, kapasite raporları ve diğer ekli belgeler dikkate alınmak suretiyle yükümlü şirketin ihtilaflı yıldaki üretim kapasitesinin hesaplanması ve üretimin defter kayıtlarına uygun olup olmadığının, açıktan üretim (imalat) varsa miktarının tespiti ve buna istinaden varsa matrah farkının tespiti ve dönemler itibarıyla katma değer vergisi matrah farklarının tespit edilmesi" istenildiği halde, bilirkişi raporunda yükümlü şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanıp kullanmadığı hususu ile açıktan üretimi olup olmadığı hususlarının irdelenmesi suretiyle, ortada matrah farkı bulunmadığının belirtildiği, mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 276. maddesinde, bilirkişi incelemesine, dava ile ilgili olup, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilginin gerekli olduğu hallerde başvurulacağı, anılan yasanın 286. maddesinde de hakimin delilleri serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bilirkişilik ise, hakime, önüne gelen bir ihtilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak amacına yönelik bir müessese olup, bilirkişinin hukuki tavsif yapma gibi bir görevi, bilirkişi raporunun da davayı sona erdirici bir karar niteliği bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığı çözüme bağlayacak kararı verme görev ve yetkisi hakime aittir.
Vergi inceleme raporunda sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen ve ihtilaflı dönemde vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususu hukuki bir ihtilaf olup, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecekken ve inceleme raporundaki ifadeler, tespitler irdelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda, bu hususun incelenmesi istenmediği halde yükümlü şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmadığı kanaatine varıldığının belirtilmesi üzerine mahkemece bilirkişi raporuna aynen uyulmak suretiyle hiç bir irdeleme yapılmaksızın karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan, açıktan üretimin olup olmadığı hususunun tespiti için mahkemece uyuşmazlığın teknik bilgi ve ihtisası gerektirdiğinden bahisle bilirkişi incelemesi yaptırılmasında hukuka aykırılık bulunmamakta ise de; vergi inceleme raporu ile bilirkişi raporu mukayese edilmeksizin ve bilirkişi raporuna katılma sebepleri açıklanmaksızın karar verilmesinde bu bakımdan da isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.