
Esas No: 2015/8761
Karar No: 2016/3203
Karar Tarihi: 23.03.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8761 Esas 2016/3203 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/12/2014 tarih ve 2012/252-2014/276 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli 2002/00159 numaralı kare tava ambalaj kabı isimli endüstriyel tasarımın, haksız ve hukuka aykırı olarak davalı tarafça üretilerek satışının yapıldığını ve bu tasarımın adlarına tescili için başvuruda bulunulduğunun öğrenilmesi sonucu iyiniyetli bir yaklaşımla taraflar arasında 01.11.2011 tarihli protokol yapıldığını, davalının protokol hükümlerine uymayarak tescil başvurusunu geri çekmediğini, üretim ve satışa devam ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmayan 2011/02394 tescil numaralı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğünü ve davacının müvekkilinin tasarım hakkına tecavüzünün tesbitini talep etmiştir.
Davalı vekili, protokolü ihlal eden tarafın davacı olduğunu, davacının tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığının mahkeme kararı ile tespit edildiğini, müvekkili tasarımı yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tasarımının davacı tasarımı ile birebir aynı olduğu, yenilik koşulunun bulunmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davalı tasarımının hükümsüzlüğüne, hükümsüzlük kararı verilinceye kadar tescilli olan tasarımının korunduğu gerekçesi ile tecavüzün tespitine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilince sunulan temyize cevap dilekçesinde, kararın davanın reddedilen kısmı yönünden bozulması istendiğinden, anılan istem katılma yolu ile temyiz istemi olarak kabul edilmiştir. Ancak davacı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydı yapılmadığı gibi temyiz harcı da yatırılmamıştır. Bu durumda süresinde ve usulüne uygun bir şekilde temyiz başvurusunda bulunulduğu kabul edilemeyeceğinden, HUMK’nın 432/4. maddesi uyarınca davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 29,20 TL temyiz ilam harcının davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.