Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 1994/2018
Karar No: 1995/1579
Karar Tarihi: 07.04.1995

Danıştay 4. Daire 1994/2018 Esas 1995/1579 Karar Sayılı İlamı

Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 1579
Esas Yılı : 1994
Esas No : 2018
Karar Tarihi : 07/04/995

AYRI TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLAN ŞİRKETİN AKTİFİNE KAYITLI GAYRİMENKULU SATARAK ELDE ETTİĞİ KAZANCI İLE KENDİ MALİ YAPISINI GÜÇLENDİRMEK VE FİNANSMAN SORUNLARINI ÇÖZMEK YERİNE, BU KAZANCI AYNI GRUBA DAHİL BAŞKA BİR ŞİRKETİN HİSSE SENEDİNİ ALMAKTA KULLANMASI HALİNDE, ÖNGÖRÜLEN ŞEKİL ŞARTLARINI YERİNE GETİRMİŞ OLSA DAHİ 10.MADDESİNDEKİ İSTİSNADAN YARARLANMASININ MÜMKÜN BULUNMADIĞI HK.
1989 yılı işlemleri incelenen davacı kurum adına, şirket aktifinde kayıtlı olan garyimenkulün satışından elde edilen kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 10.maddesinin konuluş amacına uygun olarak kullanılmadığından söz edilerek, ikmalen kurumlar vergisi salınmış ve kaçakçılık cezası kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … günlü ve … sayılı kararıyla, yasa hükmüne göre gayrimenkul satışından elde edilen kazancın vergiden müstesna olabilmesi için gerekli olan şartların davacı tarafından yerine getirildiği, bunlar dışında elde edilen kazancın ne şekilde kullanılacağına dair bir kural bulunmadığı gibi bir başka bağlı değere çevrilmesi halinde istisnanın uygulanamayacağına dair herhangi ibr hükmün mevcut olmadığı, aynı şirketler grubuna dahil bir başka şirketin hisse senetlerinin değerinin üstünde satın alınması suretiyle sermayaye eklenen kazancın işletmeden çekildiği yolundaki iddianın yerinde olmadığı çünkü, satın alınan hisse senetlerinin emsal bedellerinin tespit edilerek satış bedelleriyle karşılaştırılması yoluna gidilmediği, kaldı ki böyle bir tespit yapılmış olsa dahi tarhiyatın ancak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17.maddesine dayalı olarak yapılabileceği, olayda bu yönde bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, inceleme raporuna dayalı olarak yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Uyuşmazlığın esasını, davacı şirktin aktifine kayıtlı olan gayrimenkulün satışından elde ettiği kazancın, şekli şartlar yerine getirilerek sermayeye eklenmesi nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 10.maddesi uyarınca vergiden müstesna tutulup tutulamayacağı hususu oluşturmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 10.maddesinde "Tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin 1987, 1988,1989 yıllarında satışından doğan kazançların tamamının satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilmesi, anonim şirketler yönünden sermaye arttırımı nedeniyle çıkarılacak hisse senetlerinin nama yazılı olması ve engeç altı ay içinde borsaya kote ettirilmesi şartıyla sermayeye ilave bu kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır" denilmektedir.
Kanun maddesinin ilk olarak düzenlendiği 2970 sayılı Kanun gerekçesinde " tam mükellef kurumların bağlır değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak amacıyla böyle düzenlemeye gidildiği" belirtilmiş, bu maddede değişiklik yapılmasına ilişkin ve olay tarihinde yürürlükte olan 3332 sayılı Kanunun genel gerekçesinde ise, "geçmişte finansmanını geniş ölçüde yabancı kaynaklara dayandırmış olan çoğu şirketlerin yükselen faiz hadleri ve artan özkaynak açıkları sonucu kara geçemedikleri, otofinansman yaratamadıkları ve borç ödeme gücü kazanamadıkları, temettü dağıtamadıklarından ortakların alakasını kaybettikleri ve sermaye piyasasının gelişmesini olumsuz yönde etkiledikleri, sonuçta Devlete ve bankalara olan borçlarını ödemeyez duruma düşmekle, bankacılık sektörü yanında Devlet Hazinesinin de zarar göreceği muhakkak olduğundan, bu şirketlerin milli ekonomi üzerindeki yükünü kaldırıp, ekonomiye faydalı hale getirilmesi ve ekonomik tıkanıklığın giderilmesi amacıyla bu tasarının hazırmandığı" açıklanmıştır.
Sözü edilen maddenin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, istisna, tam mükellef kurumları bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiştir. Böylece, kurumların ticari faaliyetlerinde kullanılması ve dolayısıyla kurumların borçlanmay yoluna gitmeden kendi öz kaynaklarıyla ticari faaliyetlerini devam ettirebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
Davacı kurum aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkülü 1989 yılı Kasım ayında 9.700.000.000 liraya … Sigorta Anonim Şirketine satıp bedelini tahsil ettikten sonra, 1989 yılı aralık ayında aynı gruba dahil olan … Ticaret Anonim Şirketi'nin 10.000 adet hissesini toplam 9.500.000.000 liraya …'den satın almıştır. …, … Müessesesi Oto Malzemeleri Anonim Şirketinin yönetim kurulu başkanı olup, aynı zamanda … Sigorta A.Ş. ve … Ticaret A.Ş.nin yönetim kurullarında görev almaktadır. Ayrıca bu şirketlerin yönetim kurulları aynı şahıslardan oluşmaktadır. Dolayısıyla aynı kişilerin sahibi bulunduğu bir bağlı şirketler topluluğu sözkonusudur.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 10.maddesi hükmünün, ortakları aynı olan ya da sermaye ilişkisi bulunan şirketlerin, gayrimenkullerini bir birlerine satışından doğan kazancın yine ayrı gruptan hisse senedi alımında kullanılması halinde söz konusu değer farkının da vergi dışı tutulmasına cevaz verdiği kabul edilemez. Kanunu ne lafzının ne de amacının böyle bir yoruma olanak tanıdığının kabülü mümkün değildir. Bu bakımdan, ayrı tüzel kişiliğe sahip olan şirketin, sahibi olduğu gayrimenkulü satarak elde ettiği değer artışı ile kendi mali yapısını güçlendirmek ve finansma sorunlarını çözmek yerine, bu kazancı, aynı gruba dahil başka bir şirketin hisse senedini almakta kullanması halinde,Kanunda öngörülen şekli şartlar yerine getirilmiş olsa dahi anılan istisnadan yararlanması mümkün görülmemiştir.
Bu nedenle, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.

KARŞI OY:
Hukukun hakime "Kanuna göre hüküm" vermesini emreden ilkesi, kuşkusuz hakimin kanun hükmünü yorumlamasına ve bu yorumunu kararına dayanak almasına engel değildir. Ancak hakimin yorumlama yetkisi, hatta bakmakta olduğu davadaki takdir hakkı, açık bir kanun hükmünü değiştirerek ya da o hükmü ihmal ederek karar vermesine cevaz veremez.
Olayda da uyuşmazlık konusunu oluşturan Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 10.maddesi olabildiğince açıktır ve yorumlanmaya ihtiyaç bırakılmamıştır. Kaldı ki, kanun hükümlerine sadece o kanunlara ilişkin gerekçelerden söz ederek bertaraf etmek, o gerekçelere rağmen hükmü benimsemiş olan kanun koyucunun iradesini de aşmak olacaktır.
Öteyandan muaflık ve istisnalarla ilgili hükümleri esasen yorum kabul edemeyeceği, bunların çok açık bir biçimde ve ancak ilgili kanunla konulup kaldırılabileceği de vergi hukukunun bilinen önemli ilkeleri arasındadır.
Bütün bu nedenlerle temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi