14. Hukuk Dairesi 2017/1446 E. , 2021/604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl dava ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 26.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava ve birleştirilen davada davacılar vekilleri, 09.01.2011 tarihinde ölen ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, terekenin ölüm tarihinde borca batık olmadığını, murisin kendisine ait iş yeri olduğunu belirtmek suretiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın ve birleştirilen davanın kabulü ile mirasın hükmen reddine; icra takibinin iptali ve davalıya karşı borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
4271 sayılı Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde; “Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebri icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan mirasın hükmen reddi davaları niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verilen davalar olduğundan yargılama gideri ve harçtan davalı taraf değil davacı taraf sorumlu olur.
Somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi ve yine mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Dosya kapsamında bulunan HDI Sigorta’nın 10.09.2015 tarihli cevabi yazılarında, ... mirasçılarına 26.05.2011 tarihinde ödeme yapıldığı bildirildiğinden ödemenin kime yapıldığı araştırılarak TMK m 610’da düzenlenen terekenin benimsenmesi niteliğinde olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulması doğru değildir. Bunun yanında murise ait trafik sicilinde kayıtlı motosikletin değeri belirlenerek terekenin aktifine eklenmesi ile murise kendi murislerinden intikal edecek taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve ölmeden önce büfe işletmeciliği yaptığı bildirildiğinden bu kapsamda terekeye eklenecek bir malvarlığı olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile tereke belirlenerek hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan davacıların (asıl ve birleştirilen) verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından, davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.