17. Hukuk Dairesi 2016/4199 E. , 2018/7379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin senetli bir alacağından dolayı davalılardan ... Yüce hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takipte davalı ... Yüce adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, müvekkilinin ekonomik güçlükleri nedeniyle satış işlemlerini başlatamadığını, bu arada dosyanın işlemden kalktığını ve tekrar yenilendiğini, davalı borçlunun haczin düşmesinden faydalanarak taşınmazı davalı ..."a devrettiğini, davalı borçlunun içinde bulunduğu ekonomik durum ve müvekkiline zarar verme isteğinin davalı ... tarafından bilinmekte ve bilinebilecek durumda olduğunu, davalı borçlunun borcunu ödememek için başvurduğu bu yolun İİK 280. Maddesi ve medeni yasanın muvazaalı olarak akdedilen işlemlere göre sakat bir işlem olup iptalini isteme zorunluluğu doğduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı borçlu adına tapuya kayıt ve tesciline veya ... İcra Müdürlüğünün 2012/1104 sayılı dosya alacağını karşılayacak şekilde taşınmazın haciz ve satış işlemlerinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ve ... davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; tapuyu devralan Kazım ile davalı
arasında alacak borç ilişkisinin mevcut olması, devir tarihi itibariyle icra dosyasının işlemden kaldırılmış olması, taşınmazı devralan Kazım"ın üzerinde bulunan diğer hacizlerle birlikte taşınmazı devralmış olması nedenleriyle davalı ... Yüce"nin alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği yönünde kanaat edinilemediği belirtilerek, devrin alacaklıya zarar verme kastı taşımadığı değerlendirilmekle İİK nun 280. maddesindeki muvazaanın manevi unsuru gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkeme gerekçesinde; taşınmazın devri tarihinde icra takip dosyasının işlemden kaldırıldığına dayanılmış ise de icra takip dosyasının işlemden kaldırılmış olması sonuca etkili olmayıp davacı alacaklı tarafından 29.05.2012 tarihinde dosyanın yenilenmesi talebinde bulunulmuş ve yenileme emri davalı borçluya tebliğ edilmiştir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış
değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, ... Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda davanın dayanağını teşkil eden icra takip dosyasında yapılan 30.03.2010 tarihli haciz sırasında tutulan tutanağın İİK.nın 105. maddesi uyarınca geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava şartının gerçekleştiği kabul edilerek davanın esasına girilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davalılar arasındaki tasarrufların İİK 278, 279 ve 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.