17. Hukuk Dairesi 2015/15415 E. , 2018/7382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekillerinin desteği olan ...ye 20.10.2010 tarihinde ... plaka sayılı aracın çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini, müteveffanın ölümü ile müvekkillerinin büyük maddi zarara uğradığını, bu nedenle "zorunlu mali mesuliyet sigortası" kapsamında davalı ... şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL ve cenaze ve defin gideri için 1.000,00 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte davalıdan alınarak müvekillerine verilmesini talep etmiş, 19.03.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacı ... için 2.875,35TL, cenaze ve defin giderleri için 4.430,00TL artırarak toplamda 10.305,41TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... AŞ vekili, davayı kabul etmediklerini, yapılan başvuru üzerine davadan önce 7.483,00 TL tazminatın davacılara 25.05.2011 tarihinde ödendiğini, şirketin başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, ibranın gerçekleşmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aksi halde yapılan ödeme ile hesaplanan tazminat tutarı arasında fahiş fark bulunması durumunda ödenen meblağa yasal faiz işletilmesi, ödenen bedelin güncellenmesi ve bu şekilde mahsup edilmesi gerektiğini, sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve gerçek zarar miktarı kadar olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, ticari faiz talebinin yanlış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacı ... için 3.875,35 TL"nin 25.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacı ..."ye verilmesine, davacı ... için 821,06 TL"nin 25.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacı ..."ye verilmesine, 550,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacı ..."ye verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde her bir davacı için 1.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri olarak 1.000,00 TL talep etmiştir. Yargılama sırasında bilirkişi raporundan sonra, 19.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacı ... için 3.875,35 TL, cenaze ve defin gideri olarak 5.430,00 TL"ye yükseltmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacı ... için 3.875,35 TL, ... için 821,06 TL, cenaze ve defin gideri için 550,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne dair hüküm kurulması ve yargılama giderlerinin tamamından davalıların sorumlu tutulması hatalı ise de davacı ... yönünden verilen karar kesin nitelikte olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır; fakat cenaze ve defin gideri yönünden davacının maddi tazminat isteminin kısmen reddedilmiş olması nedeniyle, davada vekille temsil edilen davalı lehine, reddolunan kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
2-Davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının belirlenmesi için alınan 08.01.2015 havale tarihli aktüerya uzmanı raporu ile yapılan hesaplamaya ve davacılar vekilinin ıslah dilekçesine göre, davacı tarafın maddi tazminat talebi hakkında hüküm tesis edildiği görülmektedir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu incelendiğinde davacı ... için 10.927,31 TL, davacı ... için 1.253,04 TL tazminat hesaplanmış ve davalı ... şirketinin davacı ... için 7.501,96 TL, davacı ... için 431,98 TL davadan önce yaptığı ödemenin herhangi bir
güncellemeye tabi tutulmadan doğrudan düşüldüğü; bu yönüyle raporun, hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmüştür. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan rapora dayalı olarak hüküm tesis edilemez.
Davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, davalı tarafından davacılara ödenen tazminatın denkleştirilmesi prensibi uyarınca, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak davalı ödemesinin güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.