Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3596
Karar No: 2010/5106
Karar Tarihi: 26.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3596 Esas 2010/5106 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3596 E.  ,  2010/5106 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    ...ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 26.03.2010 gün ve 365/290 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde tarafların müşterek katkısı ile 3621 ada 23 parselde bulunan 12 nolu bağımsız bölüm ile 172 ada 3 parseldeki 822 m2"lik arsa olmak üzere iki parça taşınmazın edinildiğini, ancak edinilen bu malların tapu kayıtlarının davalı üzerine yapıldığını, aynı şekilde 35 DR 996 plakalı aracın trafik kaydının da davalı üzerinde bulunduğunu, ancak aracın davalı tarafından satıldığını, davacının edinilen mallara katkısının davalının katkısından fazla olduğunu, kuyumcu dükkanından elde ettiği gelir ile evlenmeden önce sahibi olduğu kişisel malı olan otomobili evlilik birliği içinde satarak elde edilen para ile ziynet eşyalarının paraya çevrilmesi sonucu elde edilen paranın evlilik birliği içinde diğer giderlere harcandığını açıklayarak fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 40.000 TL katkı payının davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; 15 yıldan fazla süren evlilik birliği süresinin yarıdan fazlasını (8 yıl) tarafların fiilen ayrı yaşamakla geçirdiğini, davacının edinilen taşınmaza herhangi bir katkısının olmadığını, davacının birkaç araba değiştirmesine karşılık vekil edeninin şahsına ait sadece bir aracı olduğunu, fiilen ayrı yaşadıkları 1990-1991 yılları arasında aracı aldığını, davacının en küçük bir katkısının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının yaptığı katkıyı açık ve net bir biçimde ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 743 sayılı TKM. nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlara yapılan katkı payı alacağına ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Taraflar 8.5.1987 tarihinde evlenmişlerdir. Davacı ... tarafından 1.5.2002 tarihinde açılan boşanma davasında İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2002 tarih ve 2002/318 Esas, 2002/936 Karar sayılı kararıyla tarafların boşanmalarına karar verildiği, hükmün 5.2.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki mal ayrılığı rejimi boşanma davasının açıldığı 1.5.2002 tarihinde sona ermiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tapu kayıtlarına göre, uyuşmazlık konusu yapılan taşınmazların 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden önce mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildikleri anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde belirtilen 35 DR 996 plakalı aracın İzmir Emniyet Müdürlüğünden gelen trafik kaydına göre başka şahıslar adına trafikte kayıtlı olduğu belirlenmiştir.
    Öte yandan mahkeme gerekçesini sadece bilirkişinin raporu üzerine kurmuştur. Hangi gerekçeyle davanın reddine karar verildiği gerekçe kısmında gösterilmediği gibi hüküm fıkrasında da herhangi bir gerekçeye rastlanılmamıştır. Dr. Serkan Ayan tarafından verilen 11.02.2010 tarihli katkı alacağına ilişkin bilirkişi raporu tümüyle değerlendirildiğinde denilmek suretiyle, davacının iddiasını kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği görülmüştür. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve gerekçeyi göstermek hakime aittir. Anayasa’nın 141/3. fıkrası uyarınca bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır, mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeden soyut bir iki kavramla davanın reddine karar verilmiş olması anılan Anayasa hükmüne aykırılık oluşturur. İstekler arasında yer alan red veya kabul edilen her husus için mutlaka gerekçe gösterilmek zorunluluğu vardır. Davacı ...’ün de çalıştığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumundan gelen hizmet dökümü bilgileriyle sabittir. Davacının dava dilekçesinde sair kanıtlar demek suretiyle aynı zamanda yemin deliline de dayandığının kabulü gerekir.
    O halde iddia ve savunma çerçevesinde deliller değerlendirilmek ve gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken Anayasa’nın açık hükmüne aykırı bir biçimde gerekçe gösterilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi