8. Hukuk Dairesi 2010/3588 E. , 2010/5109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve ecrimisil
Davacı-karşı davalılar ... ve müşterekleri ile davalı-karşı davacılar ... ve müşterekleri, davalı Hazine aralarındaki tapu iptali tescil ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.09.2008 gün ve 442/500 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı-karşı davacılar ... (Dai) ve müşterekleri vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı-karşı davacılar ... (Dai) ve müşterekleri vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı Hazine vekili Avukat ..., birleşen dosyanın davacısı İmam İbrahim Ayık bizzat, davalı ... Özbek vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; 266, 193, 252, 198, 297, 171, 189, 170, 160, 281, 207, 179, 194, 205, 15, 17 ve 301 sayılı parsellerde ¾ payın vekil edenleri ... ve arkadaşları, ¼ payının ise, 1976 yılında ölen ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, ... ve kardeşlerinin babası ... tarafından ... Noterliğinin 23.10.1975 tarih ve 019678 yevmiye numaralı “Düzenleme Satış Vaadi ve Ferağ” senediyle tüm taşınmazların satın alındığını, tapulama çalışmalarının yapıldığı 1981 yılında parsellerdeki payların vekil edenlerinin babası adına tesbit ve tescil edildiğini, ¼ paya ilişkin tapuların ise ... adına çıktığını, vekil edenlerinin ve babalarının zilyet oldukları 1975 yılından dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin dolduğunu, ... ve mirasçılarının zilyet olmadıklarını, ...’nin ölümünden itibaren 20 yıllık sürenin geçtiğini, TMK. nun 713/2. maddesindeki koşulların vekil edenleri yararına gerçekleştiğini açıklayarak ... adına bulunan taşınmazlardaki ¼ pay bakımından tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir. (Birleşen dosya ile davacılar-karşı davalılar sıfatını almışlardır.)
Davalılar vekili, davacıların asıl davayı açma nedenlerinin taşınmazları yok pahasına satın almak olduğunu, tutanakların kesinleşme tarihlerinin 1984 yılı olup, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, 10 yıl öncesine kadar az veya çok gelen hasılatın bedelini getirdiklerini ve kendilerine hesap sorulmadığını, bu nedenle geriye doğru 5 yıllık ecrimisil haklarını saklı tuttuklarını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı İbrahim Ayık vekili, birleştirilen 2005/448 Esas sayılı dava dosyası ile 193, 194, 179, 207 ve 206 nolu parsellerin ¾ payının vekil edeni İmam İbrahim Ayık adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazların ¼ payının 1976 yılında ölen ... adına tapulu bulunduğunu, taşınmazların vekil edeni tarafından noter senediyle satın alındığını açıklayarak taşınmazlarda bulunan ...’ye ait ¼ pay bakımından tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava ile birleşen davanın davalısı Hazine vekili, davaların reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar (... mirasçıları) vekili, birleşen davanın da reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı Hazinenin kayıt maliki olmaması nedeniyle Hazineye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, dava konusu 15 ve 17 sayılı parselle ilgili davanın atiye bırakılmasına, 197 nolu parsele yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, “mahkemenin bu dosyayla birleştirilen 2005/448 Esas 2006/16 Karar sayılı dosyası da incelenmek suretiyle Gaziantep, Karaçomak köyü 193, 194, 179, 207, 266, 252, 198, 171, 189, 170, 160, 281, 205 ve 301 nolu parsellerle ilgili olarak açılan davada davacıların tapudaki hissesi oranında davalıların murisi ... Dai adına olan tapularının iptal edilerek tüm parsellerle ilgili iptal edilen hisselerinin davacılar adına hisseleri oranında birleşen dosya da incelenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, karşı dava olan ecrimisil davasının şartları oluşmadığından reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı – karşı davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK. nun 713/2. fıkrasında yer alan kayıt maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, hüküm fıkrasının 4 nolu bendi uyarınca verilen kabul kararı usul hükümlerine aykırıdır. Anılan 4 nolu bentte açıklandığı üzere hüküm fıkrasının yazıldığı haliyle infazda duraksama yaratacağı bir gerçektir. Çünkü hüküm fıkrasında; aynen “mahkememizin bu dosyayla birleştirilen 2005/448 Esas 2006/16 Karar sayılı dosyası da incelenmek suretiyle Gaziantep, Karaçomak köyü 193, 194, 179, 207, 206, 252,198, 171, 189, 170, 160, 281, 205 ve 201 nolu parsellerle ilgili açılan davada, davacıların tapudaki hissesi oranında, davalıların murisi ... adına olan tapularının iptal edilerek tüm parsellerle ilgili iptal edilen hisselerinin davacılar adına hisseleri oranında birleşen dosya da incelenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline” denilmiştir. Görüldüğü gibi hüküm fıkrasını anlamak ve buna göre tapuda infazı sağlamak oldukça güçtür. HUMK. nun 388. maddesinde kararın neleri kapsadığı ve bir kararda bulunması gereken hususların neler olduğu tek tek bentler halinde gösterilmiştir. Aynı kanunun 389. maddesinde; verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette, gayet sarih ve açık yazılmalıdır denilmektedir. Görüldüğü gibi kurulan hüküm fıkrası anılan kanunun 388 ve 389. maddelerine aykırıdır. HUMK. nun 388/5 bendinin son fıkrasında ise; “…istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir..” hükmüne yer verilmiştir. Hüküm kurulurken tüm bunların gözetilmesi zorunludur.
Bundan ayrı, kabulüne karar verilen parsellerdeki payların önemli bir kısmı miras bırakan ...’den mirasçılarına 9.11.2005 tarihinde tapuda intikal etmiştir. Dava tarihi 2.9.2005 olup, yargılama sırasında 301, 194, 205, 179, 160, 281, 171, 189, 252, 198, 266 ve 193 sayılı parsellerde bulunan ...’e ait paylar ...’nin dosya arasında bulunan ve Oğuzeli Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2005/107 Esas sayılı veraset belgesinde isimleri bulunan mirasçıları Suzan, Müjgan ve Asuman’a intikal etmiştir. Atiye bırakılan 17 ve 15 sayılı parseller ile dava konusu olan 207 ve 170 sayılı parsellerdeki paylar ise halen pay sahibi ... adına bulunmaktadır. (297 parsel feragat nedeniyle reddedilmiştir.) Yine dosyada bulunan tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede bazı parsellerde ...’nin babasının adının Sadık, bazılarında ise Abdülkadir yazılı olduğu saptanmıştır. Şu halde yargılama sırasında intikal gören parseller de ...’nin herhangi bir payının kalmadığı ve mirasçılarına geçtiği bilindiği halde ...’nin ismi kullanılarak ve olmayan paylar yönünden kabul kararı verilmesinin infazı imkansızlaştırdığı açıktır. Çünkü bazı parsellerde (tapularda) hüküm tarihinde herhangi bir pay bulunmamaktadır. Öte yandan, Sadık kızı ... ile Abdülkadir kızı ...’nin aynı şahıs olup olmadığı üzerinde de mahkemece durulmamıştır. Bu da tapuda infazda duraksama yaratacaktır. Bundan başka davalı tarafça savunulduğu gibi davacılarla aralarında kiralama aktinin olup olmadığı hususu da araştırılıp belirlenmemiştir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında verilen kabul kararı HUMK. nun 388 ve 389. maddelerine aykırıdır.
Davalı– karşı davacılar ... (Dai) ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile kabule ilişkin hüküm fıkrası yönünden usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin İmam İbrahim Ayık ile ... ve müştereklerinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan Asuman Taşar ve müştereklerine verilmesine, 8.358,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.