Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3594
Karar No: 2010/5112
Karar Tarihi: 26.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3594 Esas 2010/5112 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3594 E.  ,  2010/5112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak

    ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının reddine dair... Aile Mahkemesinden verilen 09.04.2010 gün ve 506/343 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ve karşı taraftan kimse gelmediği için evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş adına tescil edilen pek çok taşınmaz ile 3 adet araç ve Kızılırmak İnşaat Şirketinin bulunduğunu, vekil edeninin davalıya ait bu mal varlığının edinilmesine elişleri yapıp satmak, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarını vermek, kendi ailesinden maddi yardım almak, vekil edeninin annesine ait 341 ada 2 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümde davalı ile birlikte kira vermeden oturmak, davalının siyasi hayatında yanında yer almak, özel kalemi gibi çalışmak, misafirlerini ağırlamak suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20000 TL katkı payından ve değer artış payından kaynaklanan alacağın boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve vekil edenine ait katkı payı alacağı belirlenirken davalıya ait nakit varlıkları, bunların gelirleri ve faizleri ile dava konusu taşınmazların kira gelirlerinin ve faizlerinin, davalıya ait Kızılırmak İnşaat Şirketinin 1.1.2002 tarihinden sonraki sürüm değeri ve değer artış payının da edinilmiş mal olarak dikkate alınmasını ve davacının tüm mal varlığı üzerindeki katkı payı, katılma alacağı payı ve değer artış payının bu durumlar dikkate alınarak tespit edilmesini istediklerini açıklamıştır.
    Davalı vekili ise, dava konusu mal varlığının edinilmesinde davacının hiç bir katkısı bulunmadığını, zira vekil edeninin babasının çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirlerle alındığını, kaldı ki tarafların 2000 yılından beri ayrı yaşadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 1.1.2002 tarihinden önce edinildiği belirlenen taşınmazlar ile araçlara davacının katkıda bulunduğunun kanıtlanamadığı, davacının ev kadını olarak misafir ağırlamak, davalının siyasi hayatında yanında olmak şeklinde açıklanan eylemlerinin katkı olarak değerlendirilemeyeceği, davacının ailesi tarafından yurt dışından gönderildiği ve davalıya verildiğini ileri sürdüğü dövizlerle ilgili iddiasını kanıtlayacak delili bulunmadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    . Taraflar 10.7.1980 tarihinde evlenmişler, 14.7.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 5.11.2008 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM. m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu olan ve davalı adına kayıtlı bulunduğu belirlenen 166 ada 30 parselde bulunan 21 nolu dükkan dışındaki tüm taşınmaz mallar ile 35 AD 2002 plaka sayılı aracın ve Kızılırmak İnşaat Şirketinin 1.1.2002 tarihinden önce edinilerek davalı adına tescil edildikleri anlaşılmaktadır. 166 ada 30 parselde bulunan 21 nolu dükkan dışında kalan taşınmazlar ile 35 AD 2002 plaka sayılı araç ve Kızılırmak İnşaat Şirketi 1.1.2002 tarihinden önce, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine göre; taraflar arasındaki bu mal varlığına ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekir. 743 sayılı TKM.nin yürürlükte olduğu 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Bundan ayrı, aynı kanunun 153. maddesi gereğince eve kadın bakar. Başka bir anlatımla kadının eve ve çocuklarına bakması, ev işleri yapması onun yasal ödevidir. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa bu talep kabul edilemez.
    Tüm dosya kapsamı ve taraflar arasında görülen boşanmaya ilişkin dosyadaki bilgi ve belgelere göre; tarafların 1977 yılında yapılan düğün sonrasında birlikte yaşamaya başladıkları, yasal olarak 1980 yılında evlendikleri, davacının ev hanımı olduğu, düzenli gelir getiren bir işte çalışmadığı, bu nedenle de kendisine yoksulluk nafakası takdir edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları; davacı kadının kendisine düğünde takılan ziynet eşyalarını ve ailesinden aldığı paraları davalıya verdiğini ve bu değerlerle Kayseri’de bir emlak dükkanı açıldığını daha sonra bu dükkanın kapatılarak tarafların İzmir’e yerleştiklerini ve davalının bundan sonra İzmir"de müteahhitlik yapmaya başladığını, davalının sahip olduğu mal varlığının kaynağının Kayseri’deki emlak dükkanı olduğunu ayrıca davacının elişleri yapıp sattığını ve bu çalışması karşılığında elde ettiği gelirler olduğunu davacının açıklamalarına dayalı olarak bildiklerini, davacının ev hanımı olarak eşine her açıdan destek olduğunu ve davalının siyasi yaşamında yanında yer alarak tüm misafirleri ağırladığını açıklamışlar ancak davacı tarafından davalıya verildiğini açıkladıkları ziynet eşyalarının cins ve miktarlarını, yapıldığını belirttikleri elişi ile ilgili çalışmanın şekli, niteliği, süresi ve karşılığında ne kazanç elde edildiğini, davacının ailesinden gönderildiğini belirttikleri maddi yardımların miktarı gibi hususlarda açıklamada bulunmamışlardır. Davalı tanıkları ise davalı ...’in emlak dükkanı açmasında gerekli olan paranın davalının babası tarafından karşılandığını davacının ailesinin herhangi bir katkı sağlamadığını, İzmir Balçova’da müteahhitliğe başlamasının da davalının babasının maddi katkıları ile olduğunu, davalıya ait mal varlığının kaynağının davalının babası Faik Koğ’a ait bulunduğunu, davacının elişleri yapıp satmak gibi bir çalışmasının da olmadığını, davacının sadece ev hanımı olarak kendisine düşen sorumlulukları yerine getiren bir kişi olduğunu bildirmişlerdir
    Görüldüğü üzere, taraf tanıklarının beyanları son derece soyut olup, birinin diğerine üstün kılınmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu denli soyut anlatımlara dayanılarak da davacı kadının dava konusu mal varlığının edinilmesinde kanunun aradığı anlamda doğrudan maddi bir katkısının olduğunun ispatlandığı kabul edilemez. Kadının ev işleri yapması, sosyal yaşam içinde eşinin yanında bulunması, evlilik birliğinin getirdiği yardımlaşmanın bir gereği olarak misafir ağırlaması gibi eylemler diğer eşin edindiği mal varlığına maddi katkı sayılamaz. Evlilik birliğinin kurulmasından önce 8.1.1977 tarihinde düzenlenen çeyiz senedi başlıklı belgede yazılı ziynet eşyalarının 1980 yılında yapılan yasal evlilikten sonra ve fakat 1.1.2002 tarihinden sonra davalı tarafından edinildiği anlaşılan mal varlığının edinilmesinde kullanıldığı, diğer bir ifade ile çeyiz senedinde yazılı olup davalı ile onun babasına teslim edilen ziynet eşyaları var ise de; bu ziynetlerin bozdurularak bedellerinin söz konusu mal varlığının edinilmesine aktarıldığının da somut olarak kanıtlandığından söz edilemez. Davacı çeyiz senedinde yazılı olan ve davalıya teslim edildiği anlaşılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesi mümkün değilse bedellerinin verilmesini de istememektedir. Bundan ayrı dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; davacının babası tarafından davacıya 1996 yılında gönderildiği anlaşılan 380 Mark ile 1999 yılında gönderildiği anlaşılan 100 Markın bulunması, tek başına, bu paraların 1.1.2002 tarihinden önce edinilen mal varlığının alımında kullanıldığını da göstermez. Davacının babası tarafından, davalının kardeşi ...’a gönderilen bir miktar para var ise de; bu paranın da kendi kızı veya damadı yerine davalının kardeşine gönderilmesi hayatın doğal akışına uygun bir davranış şekli olmaması karşısında, 1.1.2002 tarihinden önce edinilen mal varlığının alımında kullanıldığı ileri sürülemez. Davacının kira ödemeden oturduğunu ileri sürdüğü, 341 ada 22 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün 14.9.2005 tarihinde davalının kardeşi ...’dan satın alınarak davacının annesi Zekiye Sarı adına tescil edilmiş olması da bu değerlendirmeyi doğrular nitelikte olup, taşınmazın davacının annesi tarafından edinildiği tarihten sonra var olan kira vermeden oturma nedeniyle elde edilen tasarrufun 1.1.2002 tarihinden önce edinilen mal varlığına katkı sağladığı düşünülemez. Dolayısı ile mahkemece benimsenen ve yukarıda anlatılan nedenlerle 1.1.2002 tarihinden önce edinilen tüm mal varlığına yönelik olarak açılan katkı payı alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Dava konusu 35 R 6378 plaka sayılı araç ise; TMK nun 225 maddesi hükümleri uyarınca, taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih olarak kabul edilen ve boşanma davasının açıldığı tarih olan 14.7.2006 tarihinden sonra 3.1.2008 tarihinde davalı tarafından edinilmiştir. Mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilen bir mala ilişkin olarak mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğinde bulunulamayacağından ve tasfiyeye tabi tutulamayacağından mahkemenin bu araca ilişkin isteği dikkate almaması da doğrudur.
    Davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından reddiyle, evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden önce edinilen tüm mal varlıkları ile 35 R 6378 plaka sayılı araca yönelik olarak verilen davanın reddine ilişkin bulunan hüküm bölümünün ONANMASINA,
    Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen mal varlığı dışında, 1.1.2002 tarihinden önce edinilen taşınmazların kira gelirlerinin, satılmaları ile elde edilen bedellerinin ve faiz gelirlerinin, davalıya ait nakit varlıklar ile bunların gelir ve faizlerinin ve ayrıca davalıya ait Kızılırmak İnşaat Şirketinin 1.1.2002 tarihinden sonraki sürüm değeri ile değer artış payının edinilmiş mal olduğunu ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesini istemektedir. Ancak davacı davaya konu ettiği nakit varlıkların ne olduğunu, nerede bulunduğunu, hangi taşınmazın ne zaman kiraya verildiğini ve ne kadar kira geliri elde edildiğini, kira gelirleri ile bir tasarrufta bulunulup bulunulmadığını açıklamamıştır. Bedel açıklanıp harç yatırılarak açılmış bir dava ve istek olmaksızın HUMK.nun 74. maddesi gereğince bir değerlendirme yapılması olanaklı bulunmadığı gibi 1.1.2002 den önce 4.1.1985 tarihinde Ticaret Siciline kayıtlanan dolayısı ile davalının kişisel malı olduğu konusunda duraksama bulunmayan Kızılırmak İnşaat Şirketinin 1.1.2002 tarihinden sonraki sürüm değeri üzerinde bir hak talep edilemeyeceği açık bulunduğundan bu isteklerle ilgili olarak bir değerlendirmede bulunulmaması doğru ise de, dosya arasında bulunan kayıtlara göre; 35 UA 055 plaka sayılı araç 27.12.2002 tarihinde, 166 ada 30 parselde bulunan 21 nolu dükkan ise, 1.12.2003 tarihinde ipka nedenine dayanılarak davalı tarafından edinilmiştir. 21 nolu dükkana ait tapu kaydının öncesine ilişkin kayıtlar dosyada bulunmadığı için esasen tam olarak ne zaman edinildiği anlaşılamamaktadır. Dava konusu bu taşınmazın davalı tarafından tam olarak ne zaman edinildiği araştırılıp belirlenmeli ve eğer taşınmaz da araç gibi, 1.1.2002 tarihinden sonra yani taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği belirlenir ise; taraflar arasındaki bu yönlere ilişkin uyuşmazlığın edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları gereğince çözüme kavuşturulması gerektiğinin düşünülmesi gerekir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m. 229) ve denkleştirmeden (TMK.m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulmalıdır. TMK.nun 222/ son fıkrası uyarınca bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde tarafların dava konusu mal varlığının edinilmesinde somut, maddi bir katkısının bulunup bulunmadığının uyuşmazlığın çözümünde bir önemi yoktur. Diğer bir ifade ile davacının maddi katkısının varlığını ispatlamak zorunda kalmaksızın davalıya ait olan ve 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen mal varlığı üzerinde artık değerin yarısı oranında (TMK. m.236/1) hak sahibi olacağı açıktır
    Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile 35 UA 055 plaka sayılı araç ve 166 ada 30 parselde bulunan 21 nolu dükkana ilişkin hüküm bölümünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi