8. Hukuk Dairesi 2010/3421 E. , 2010/5113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve ziynet eşyalarının iadesi
Davacı-karşı davalı ... Yanık ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki katkı payı alacağı ve ziynet eşyalarının iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Adana 2. Aile Mahkemesinden verilen 02.12.2009 gün ve 723/1095 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı ... Yanık (Kum) vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise, davalı-karşı davacı ... vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... Yanık (Kum) vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı- karşı davalı ... Yanık vekili; evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kayıtlanan 7085 ada 6 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümün ½ oranında paylaştırılmasını istemiş, daha sonra açtığı ve eldeki dava dosyası ile birleştirilen 2008/ 588 Esasa kayıtlı davada ise; tarafların 1989 yılında evlenip boşandıklarını, dava dilekçesinde cins ve adedini bildirdiği toplam 1 kg ağırlığında olan ve vekil edenine düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek aynen iadesini, olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini, ayrıca evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden sonra edinilerek davalı adına kayıtlanan 7085 ada 6 parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm ile 9078 ada 6 parseldeki 38 nolu bağımsız bölüm üzerinde vekil edeninin katılma alacağı hakkı bulunduğunu ileri sürerek katılma alacağı miktarının belirlenmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40000 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı- karşı davacı ... vekili ise; dava konusu 7085 ada 6 parsel üzerinde bulunan 5 nolu bağımsız bölümün, vekil edeninin kişisel malları olan ... İli, ... İlçesi dahilindeki 273 ada 24 parsel sayılı taşınmaz ile ...İli, Seyhan İlçesi dahilindeki 930 ada 100 parsel sayılı taşınmazların satışından elde edilen gelirle alındığını, davacı ...’nin ev hanımı olup çalışmadığını, dolayısı ile dava konusu 7085 ada 6 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün edinilmesini sağlayan Mersin ve Adana’da bulunan taşınmazların edinilmesinde katkısı bulunmadığını, ziynet eşyalarının da vekil edeninde olmadığını ileri sürerek ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuş, eldeki dava ile birleşen 2007/404 Esas sayılı karşılık dava dosyasında ise, evlilik birliği içinde tüm bedeli vekil edeni Burhan tarafından ödendiği halde ... adına kayıtlanan 1848 ada 6 nolu bağımsız bölüm bulunduğunu, bu taşınmazın ... adına kayıtlanması nedeninin bağış olmadığını, dolayısı ile ...’nin bu taşınmazın bedelini vekil edenine iade etmekle yükümlü bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5000 TL"nin ..."den alınarak vekil edenine verilmesini istemiş, daha sonra ıslahla istem miktarını 45000 TL ye çıkarmıştır.
Mahkemece, davacı ... tarafından açılan ziynet eşyalarına ilişkin davanın ve alacak isteğine ilişkin davanın kanıtlanamadığından bahisle reddine; davalı-karşı davacı ... tarafından açılan davanın ise; kısmen kabulü ile, 30000 TL"nin 5000 TL"lik kısmının dava tarihinden, 25000 TL"lik kısmının ise ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ...’den alınarak Burhan’a verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün tamamı davacı-karşı davalı ... vekili, hükmün davalı-karşı davacı ... tarafından açılan davanın kısmen reddine ilişkin olan bölümü ile avukatlık ücretine ilişkin bölümü ise davalı- karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 1.9.1989 tarihinde evlenmiş, 5.8.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi sonucunda 29.3.2007 tarihinde boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (743 sayılı TKM.m.170) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açılma tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.nun m. 202, 225).
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu 9078 ada 6 parselde bulunan 38 nolu bağımsız bölüm imar uygulaması sonucunda 22.7.2007 tarihinde Burhan adına kayıtlanmış ise de, bu taşınmazın öncesi 1850 ada 541 parsel olup 9.4.2001 tarihinde Burhan tarafından satın alınarak adına kayıtlanmış bir yerdir. Bu durumda dava konusu bu taşınmazın 9.4.2001 tarihinde edinildiğinin kabulü gerekir. Taşınmaz 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği için; taraflar arasındaki bu taşınmaza ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekir. 743 sayılı TKM.nin yürürlükte olduğu 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Bundan ayrı, aynı kanunun 153. maddesi gereğince eve kadın bakar. Başka bir anlatımla kadının eve ve çocuklarına bakması, ev işleri yapması onun yasal ödevidir. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez.
Somut olayda, davacı-karşı davalı ... ev hanımı olup gelir getiren bir işte çalıştığı ileri sürülüp kanıtlanamamıştır. Dolayısı ile bu taşınmaza yönelik katkı payı alacağı bulunmadığı açıktır. Dava konusu 7085 ada 6 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölüm 19.8.2003 tarihinde edinilerek davalı ... adına kayıtlandığına göre; taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği ve bu yöne ilişkin uyuşmazlığın edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları gereğince çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. TMK.nun 222/son maddesi uyarınca bir eşin bütün malları aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal kabul edilir ise de; aynı kanunun 220. maddesi hükümleri uyarınca kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mal sayılır ve davalı ... bu taşınmazın kendisine ait kişisel malı olan iki farklı taşınmazın satılması karşılığında elde edilen gelirle alındığını ileri sürmektedir. Burhan’ın kişisel malı olduğunu ileri sürdüğü 930 ada 100 parsel 24.10.1991 tarihinde Burhan tarafından edinilmiş ve 9.5.2003 tarihinde yapılan protokol doğrultusunda 24000 TL peşinle kalanı 19.8.2003 tarihine kadar ödenmek koşulu ile 31000 TL"ye satılmış ve ödemelerin bitmesinden sonra da tapu kaydı uyarınca 4.11.2003 tarihinde alıcıya devredilmiştir. 273 ada 1 parsel ise 29.9.1998 tarihinde gene Burhan tarafından satın alınıp, 29.4.2003 tarihinde satılmıştır. Davalı ...’a ait 1.1.2002 tarihinden önce edinilen ve dolayısı ile Burhan’ın kişisel malı olan bu iki taşınmazın satıldığı tarihlerden çok kısa bir süre sonra, dava konusu 7085 ada 6 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölüm satın alınmıştır. Satılan ve yerlerine alınan taşınmazların tapu kayıtlarında belirtilen satış bedelleri dikkate alındığında davalıya ait kişisel mal niteliğindeki mal varlığı bedelinin dava konusu taşınmazın bedelini tam olarak karşılayacak durumda olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ... tanıkları da savunmayı doğrulamaktadır. Bu durumda davacı ...’nin davalı ...’ın kişisel malları yerine geçen ve dolayısı ile kişisel malı olan dava konusu 7085 ada 6 parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm üzerinde edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince bir hakkı bulunmadığı açıktır.
Davacı-karşı davalı ... vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyizine gelince; davacı ..."ye düğünde takılan bir takım ziynet eşyasının bulunduğu düğün fotoğraflarının incelenmesi sonucu anlaşılmış ise de; kural olarak kadının yanında olması gereken ziynet eşyasının evliliğin sonuçlanması ile davalı koca yanında kaldığını ileri süren ...’nin bu iddiasını kanıtlaması gerekmektedir. Davacı ... iddiasını kanıtlamak için tanık deliline dayanmış ise de, tanıklarını bildirmesi için 6.3.2008 tarihli ara kararı uyarınca verilen kesin mehil gereği yerine getirilmemiş ve dolayısı ile tanık dinletememiş ve iddiası usulüne uygun şekilde kanıtlanamamıştır. Ziynet eşyalarının davalıda olduğuna dair başka bir somut kanıtta bulunmamaktadır. Bu durumda davacı ...’nın ziynet eşyalarına ilişkin isteğinin reddine karar verilmesi de doğrudur.
Davacı-karşı davalı ... vekilinin tüm bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile ... tarafından açılan davanın reddine ilişkin bulunan hüküm bölümlerinin ONANMASINA,
Davalı- karşı davacı ... tarafından açılan dava nedeniyle verilen hüküm bölümüne yönelik olan karşılıklı temyize gelince; davalı- karşı davacı ..., davacı-karşı davalı ... adına kayıtlı bulunan 1848 ada 6 nolu bağımsız bölümün 6.10.1998 tarihinde Ziya Şentürk isimli kişiden satın alınması sırasında satış bedelinin tamamının kendisi tarafından ödenmesine rağmen eşi adına tapuya tescil edildiğini ileri sürerek bedel isteğinde bulunmaktadır. İleri sürülen bu nitelikteki bir işlemin Borçlar Kanununun 234 ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücu"yu öngören usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek de bulunmadığına göre, davalı – karşı davacı ... tarafından davacı ... adına kayıtlı 1848 ada 6 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak açılan davanın tamamının reddine karar verilmesi gerekirken; taraflar arasındaki hukuki ilişkiye yanlış anlam verilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi isabetsiz olup; davalı- karşı davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamakta ise de; davacı –karşı davalı ... vekilinin temyiz istekleri yerindedir.
Davalı- karşı davacı ... vekilinin hükmün avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı- karşı davalı ... tarafından 40000 TL değerle açılan dava
tamamen red edildiğine göre; davalı- karşı davacı ... yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca; vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken hesaplama hatası yapılarak daha az bir vekalet ücreti belirlenmiş olmasıda doğru olmamıştır.
. Davacı- karşı davalı ... vekilinin davalı-karşı davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin temyiz itirazları ile davalı- karşı davacı ... vekilinin hükmün avukatlık ücretine ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile davalı- karşı davacı ... tarafından açılan alacak davasının kısmen kabulüne ilişkin bulunan bölümü ile hüküm fıkrasında 8. bentte yazılı avukatlık ücretine ilişkin bölümün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 387,85 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalı ... Yanık"a iadesine ve 17,15 TL peşin harcın da istek halinde davalı-karşı davacı ..."a iadesine 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.