11. Hukuk Dairesi 2015/7456 E. , 2016/3511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ..... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/11/2014 tarih ve 2014/559-2014/791 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı .... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ortağı ve müdürü ....."ın yetkilerinin büyük bir kısmını babası olan davalı ..."a devrettiğini, davalının bu yetkilerle şirket adına müşterilerle görüşüp teklifler hazırladığını, şirket faturalarını imzaladığını, müvekkil şirketin davalının sürekli aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketle görüşmesinden şüphelenilmesi üzerine ortaklar kurulu kararı ile ....."ın müdürlükten azledildiğini, davalı ..."ın da yetkilerinin iptal edildiğini, davalının birkaç gün sonra davalı şirkette işe başladığını, davalı müvekkil şirketten ayrılırken müvekkil şirketin bilgilerini, müşteri listesini, teklif formlarını vs götürdüğünü, bunları davalı şirket yararına haksız olarak kullandığını, müvekkil şirketin tekliflerinin altında teklif vererek müşterileri davalı şirkete çektiğini ileri sürerek, davalıların haksız rekabeti nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 25.850,10 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı ..., davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, bahsedilen olaylarla hiç bir ilgilerinin olmadığını, haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacı şirket çalışanı ..."ın davacı şirketin sırlarına vakıf olduğu, işten ayrıldıktan sonra aynı işle iştigal eden diğer davalı şirket ile çalışmaya başladığı ve davacı şirketin ticari sırlarına vakıf olan bu şahsın mal alım satımına yönelik teklifler verdiği, bu eylemin haksız rekabet oluşturduğu, davacı zararının bilirkişi raporu ile 25.850,10 TL olarak belirlendiği, manevi tazminatın şartları oluşmadığı gerekçesiyle ıslah olunan maddi tazminat davasının kabulüne, 25.850,10 TL"nin davalılardan 1/2"şer oranında alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin uğradığı zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını bildirerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece istem dışına çıkılarak “25.850,10 TL"nin davalılardan 1/2"şer oranında alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde karar verilmiş olması HUMK’nun 74. ve yürürlükte bulunan HMK’nun 26/1. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olup, hükmün anılan yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat yanında manevi tazminat talebinde de bulunmuş olup mahkemece, gerekçesi açıklanmadan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekili, dava dilekçesinde TTK"nun 58. maddesi kapsamında davalı şirketin haksız rekabet sonucu elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan kök raporda “ davalının haksız rekabet eyleminin etkilerinin muhtemelen 3 yıl devam edeceği kanaatiyle davacının talep edebileceği maddi tazminatın 25.850,00 TL olduğu” görüşü bildirilmiş ise de davalı şirket vekili, bilirkişi raporuna itirazlarını içeren 18.04.2013 tarihli dilekçesinde dava tarihini dahi geçecek şekilde tazminat hesabı yapılmasının doğru olmadığını belirtmiştir.
Kural olarak her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılması gerekmesine göre maddi tazminatın belirlenmesinde haksız rekabet fiilinin başladığı tarih ile dava tarihine kadar olan dönemde davacının, davalının haksız rekabet fiili nedeniyle uğradığı kazanç kaybının belirlenmesi zorunludur.
Bu durum karşısında, davalı şirket vekilinin raporlara yönelik itirazları da dikkate alınıp, davacının, uyuşmazlık konusu dönem itibariyle davalının haksız rekabeti nedeniyle uğradığı kazanç kaybının tespiti ile bulunan meblağın maddi tazminat olarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde dava tarihini dahi geçip ileriye yönelik 3 yıllık süreyi kapsayacak şekilde hesaplanan meblağın maddi tazminat olarak hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir taraftan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.