Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1016
Karar No: 2014/2239
Karar Tarihi: 24.03.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1016 Esas 2014/2239 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1016 E.  ,  2014/2239 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 09/11/2012
    NUMARASI : 2010/68-2012/495

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zaman aşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski yöneticileri olduğunu, kooperatifin 16.04.2000 tarihli genel kurulunda bu görevlerinden uzaklaştırılarak hesaplarının incelemeye alındığını, davalıların kullanımı olmayan inşaat malzeme faturalarını gider kaydetmek, kooperatif hesaplarına girişi olmayan sözde borç alımları karşılığı olarak kooperatif kasasından usulsüz ödemeler yapmak ve benzeri suretle kooperatife zarar verdiklerinin tespit olunduğunu, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2000/680 Esas sayılı dava dosyası ile açılan alacak davasında alınan bilirkişi raporları ile kooperatif eski yöneticileri tarafından kooperatifin 67.559,05 TL"sinin zimmete geçirildiği, bu zimmetten her bir davalının ayrı ayrı sorumluluğu olduğunun tespit edildiğini, anılan davada bilirkişi raporu ile tespit edilen 67.559,05 TL kooperatif zararı üzerinden davanın ıslah edilmemesi nedeniyle kabul edilen 25.000,00 TL"lik kısmı dışında kalan 42.559,05 TL yönünden ek dava açmak gerektiğini ileri sürerek, 42.559,05 TL"nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı H. Ö. vekili, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2000/680 Esas sayılı dosyası ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat alacağının kalan kısmı için ise hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı C.. K.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığı savunarak, reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsımana göre; davalıların davacı kooperatif yönetiminden 16.04.2000 tarihinde ayrıldıkları ancak, davalıların ceza davasına konu edilen eylemlerinin en son 18.12.2009 tarihli fatura olduğu, davalı H.. Ö.."ün adiyen zimmet suçundan, davalı C.. K.."nın ise görevi ihmal suçundan yargılandıkları ve sonuçta H. Ö. için 10 yıllık, C.. K.. için ise 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmak suretiyle, haklarındaki ceza davalarının suç tarihi itibariyle 765 sayılı TCK hükümlerine göre ortadan kaldırıldığı anlaşılmakla, işbu dava tarihi itibariyle 10 yıl 3 ay gibi bir sürenin geçmiş bulunduğu, dolayısıyla davalılar hakkındaki tazminat alacağının zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin, davalı C.. K.. yönünden tüm, davalı H. Ö. yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davacı vekilinin davalı H.. Ö.. ile ilgili diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, kooperatif eski yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    6762 sayılı TTK"nın 340. maddesi yollaması ile 309/son fıkrasında "Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanunu"na göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur." hükmü düzenlenmiştir. Ayrıca doktrinde ve yerleşmiş yargısal inançlarda kabul edildiği gibi, tazminat davalarında, daha uzun süreli ceza davasına ilişkin zamanaşımının uygulanabilmesi için fail hakkında ceza kovuşturmasının yapılması ve mahkumiyet kararı verilmiş olması, zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunması zorunluluğu bulunmamaktadır. Sanığın mahkumiyet kararından önce veya sonra ölmüş olması da sonuca etkili olmayıp, mirasçılar bakımından, uzamış zamanaşımı süresi uygulanır. Ceza Kanunu"nda öngörülen daha uzun zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresi, her halde olay tarihinden itibaren işlemeye başlar; sürenin işlemeye başlaması için, zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz. Eylemin ceza kanunlarına göre suç sayılması, yani cezalandırılması kabil bir fiilin işlenmiş olması yeterlidir. Zira, açılmış bulunan ceza davasında ceza zamanaşımı süresi doluncaya kadar zarar görenin ceza davasına müdahale ederek şahsi hak talep etme yetkisi bulunduğundan, ceza davası sonuçlanmadan açılmış bulunan hukuk davasında uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
    Somut olayda mahkemece, davalıların sorumluluklarını gerektiren son işlem olarak 28.12.1999 tarihli fatura esas alınıp, bu tarihten itibaren 10 yıl 3 ay geçtiğinden bahisle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Davalı H.. Ö.. ile ilgili zimmet suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı H.. Ö.."ün 16.04.2000 tarihinde yöneticilik görevinden ayrıldığı, buna göre zimmet suçunun işlendiği son tarihin 17.04.2000 tarihi olarak kabulü ile işbu ek dava tarihi olan 23.02.2010"dan geriye doğru 10 yıl gidilerek bulunan 23.02.2000 tarihi ile bu davada hükme esas alınan 07.09.2009 havale tarihli bilirkişi raporunda atıf yapılan (ilk davada alınan) 23.11.2005 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen zararlandırıcı son işlem tarihi olan 31.03.2000 tarihine kadar olan dönemde kooperatifi zararlandırıcı işlemleri olup olmadığı, varsa (23.02.2000-31.03.2000 tarihleri arasındaki zarara ilişkin tazminat isteminin uzamış zamanaşımına uğramadığı gözetilerek) miktarı belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 23.11.2005 tarihli raporda belirlenen 31.03.2000 tarihi üzerinde bir değerlendirme yapılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı C.. K.."ya yönelik hükme ilişkin tüm, davalı H.. Ö.."e yönelik hükme ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı H.. Ö.."e yönelik hükme ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi