Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16019
Karar No: 2015/11928
Karar Tarihi: 26.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/16019 Esas 2015/11928 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/16019 E.  ,  2015/11928 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, çakışan hizmet sürelerine ilişkin baskın olan ... hizmetlerini nedeniyle söz konusu döneme ilişkin .... hizmetlerinin iptaline ve yaşlılık aylığına hak kazandığına ve aylıkların hakediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılığı ile 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-a maddesi) kapsamındaki sigortalılığının çakıştığı dönemdeki 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılığının iptali ile bu dönemde 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-a maddesi) kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ve 12.03.2010 tahsis talep tarihi itibari ile davacıya yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacının 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılık süreleri ile çakışan 01.09.1997 – 30.09.1998 ve 25.04.2006 – 03.06.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılık sürelerinin iptali gerektiğinin tespitine, çakışan süreler dışında kalan 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-a maddesi) kapsamındaki sigortalılık süreleri ile 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılık sürelerinin birleştirilmesine, davacıya prim borcunu yatırdığı ayı takip eden 01.05.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 12.02.2010 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının 01.06.1984 – 31.12.1994, 25.04.2006 – 06.07.2008, 01.08.2006 – 31.12.2009, 01.09.2010 – 19.11.2010, 17.03.2011 – 17.03.2011 ve 04.06.2011 - 30.05.2013 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi) kapsamında çalışmalarının olduğu, ayrıca davacının 09.04.1995 tarihinden itibaren....’nin ortağı olduğu, bu nedenle Kurumca 09.04.1995 – 03.06.2011 tarihleri
    arasında 16 yıl 1 ay 25 gün 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalı kabul edildiği, davacının 1997 affından yararlanıp önceki döneme ilişkin prim borçlarını ödediği, 30.12.2009 tarihine kadar düzenli şekilde prim ödemelerinin olduğu, Mahkemece; “davacının 09.04.1995 – 31.08.1997 ve 01.10.1998 – 24.04.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi) kapsamında sigortalı olduğunun kabulü halinde, 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılık süresi ile buna göre prim borcunun bulunup bulunmadığının” sorulduğu, Kurumun 18.04.2014 tarihli cevabi yazısında; “davacının 09.04.1995 – 31.08.1997 ve 01.10.1998 – 24.04.2006 arasında sigortalı kabul edilmesi halinde 9 yıl 11 ay 15 gün hizmetine göre 11.661,58 TL prim borcunun olduğunun” belirtildiği, davacının Kurumca çıkarılan bu borcu 18.04.2014 tarihinde ödediği, Kurumun çakışan dönemde limited şirket ortaklığından dolayı davacıyı 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalı olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi) ile 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılığın çakışması halinde hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin 1/d bendine göre; “Limited şirketlerin ortakları, bu Kanuna göre sigortalı sayılır.” Aynı Yasa’nın 25/c bendine göre, “Bu Kanuna tabi sigortalılık, şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği, 25/e bendine göre ise; İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği, iflasına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce itibaren sona erer.” 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 4/1-b-3. maddesine göre, “bu Yasanın kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları, sigortalı sayılırlar. Aynı Yasa’nın 9/b-3. maddesine göre, “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı alt bendi kapsamına girenlerden, şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin sona erdiği tarihten, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarihten, limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının Ticaret Sicili Memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer.”
    Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılığın" çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereğidir.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir.
    13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Yasa kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiştir. Yasaların derhal uygulanması ilkesi olmasına rağmen aynı Yasanın geçici 33. maddesiyle; “01.03.2011 tarihli, 5510 sayılı Yasanın 53. üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı” hükmü getirilmiştir.
    Somut olayda; davacının hizmet cetvelinde ... adı ile görülen 01.09.1997 – 30.09.1998 tarihleri arasındaki 255 günlük sigortalılık süresinin davacıya ait olup olmadığı araştırılmadan davacıya mal edildiği, davacının, .... Ticaret Sicil Memurluğu"nda 09.04.1995 tarihinden itibaren kaydı devam eden ....’nin ortaklarından olduğu sabit olmasına rağmen bu şirketin halen aktif olup olmadığının araştırılmadığı, davacının ortaklık durumu ile buna bağlı olarak yukarıdaki açıklamalara göre sigortalılık durumunun netleştirilmediği, buna göre davacıya 2829 sayılı Kanun uyarınca hizmet birleştirilmesi sonucunda yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanmayacağı, bağlanacaksa hangi Kanun uyarınca bağlanacağı ve buna göre yaşlılık aylığı şartlarının tamam olup olmadığına dair araştırma yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre Mahkemece yapılacak iş,
    a) Davacının hizmet cetvelinde ... adı dı ile görülen 01.09.1997 – 30.09.1998 tarihleri arasındaki 255 günlük sigortalılık süresinin davacıya ait olup olmadığını tespit etmek,
    b) Ondan sonra davacının ortağı olduğu limited şirketin aktif olup olmadığı, davacının ortaklığının devam edip etmediği ve limited şirket ortaklığına bağlı .... sigortalılığını sona erdiren yukarıda yazılı hallerden birinin olup olmadığını araştırmak,
    c) Eğer yoksa davacının çakışan dönemde 09.04.1995 tarihinde başlayan 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalılığının 25.04.2006 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa"ya (5510 sayılı Yasa 4/1-a maddesine) tabi sigortalı çalışmalardan önce başladığını göz önünde tutarak 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalılığa geçerlilik tanımak,
    d) Buna göre davacının prim borcunun olup olmadığını tespit etmek,
    e) Prim borcu varsa olayda 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi ve/veya 6645 sayılı Yasanın 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 63. maddesinin olayda uygulanıp uygulanmayacağını tartışmak,
    f) Tespit edilen durum karşısında tahsis talep tarihi itibari ile davacının yaşlılık aylığının şartlarının tamam olup olmadığını tartışmak, (davacıya 01.05.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine şeklindeki incelenen iş bu kararın davacı tarafından temyiz edilmediğinin göz önünde tutularak aleyhe hüküm kurma yasağı kuralının dikkate alınması)ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi