
Esas No: 2016/18654
Karar No: 2019/932
Karar Tarihi: 31.01.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18654 Esas 2019/932 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 27.4.2011 tarihinde imzalanan satış vaadi sözleşmesi ile davalı yükleniciden 220.000 TL bedelle daire satın aldığını, satış bedelini ödediğini, sözleşmede belirlenen teslim tarihi geçmesine rağmen dairenin teslim edilmediğini, sözleşme gereğince davalının gecikme cezası ödemesi gerektiğini, teslim tarihi ile takip tarihi arasındaki süre nedeniyle ödenmesi gereken gecikme cezasının tahsili amacıyla başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki davada, davalı ile aralarında imzalanan 27.4.2011 tarihli sözleşme ile satın aldığı bağımsız bölümün sözleşmede kararlaştırılan teslim süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında konut satışına ilişkin imzalanan 27.4.2011 tarihli sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olması nedeniyle davacının ancak ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesini talep edebileceği, cezai şart talep edemeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut davalı ile dava dışı arsa maliki arasında imzalanan 27.04.2007 tarihli düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin incelenmesinden, davalının sözleşme uyarınca kendisine düşen 1 adet bağımsız bölümü davacıya sattığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan taşınmaz satışına ilişkin sözleşme, BK.nun 162. ve devamı maddelerine göre alacağın temliki niteliğinde olup, yazılı biçimde yapıldığından geçerlidir. Bu nedenle taraflar arasında düzenlenen alacağın temlikine ilişkin sözleşme, imzalayan tarafları bağlar. O halde sözleşme geçerli olduğuna göre, mahkemece davacının talep ettiği sözleşmede kararlaştırılmış olan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, değinilen bu hususlar gözardı edilerek, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.