8. Hukuk Dairesi 2010/2619 E. , 2010/5571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve birleşen dosya davacısı ... ve birleşen dosya dahili davacıları ..., ... ve ... ile Hazine ve ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.11.2009 gün ve 159/303 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, 29.6.2006 tarihli dilekçesinde, mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın vekil edeni, birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/315 Esas sayılı dava dosyası ile davacı ... da aynı yerin kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... Tüzel Kişiliğine her iki dava dosyası için yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Davalı Hazine vekili, her iki davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı ... vekili ile diğer davacı ... 5.11.2009 tarihli yargılama oturumunda dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...dan kaldığını, bu nedenle taşınmazın ...Alan’ın veraset belgesinde isimleri yazılı tüm mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, teknik bilirkişiler ... ve ...Karaüce 18.6.2007 tarihli rapor ve krokilerinde A harfiyle gösterilen 11219.22 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne taşınmazın muris ......mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Teknik bilirkişilerin sundukları rapora göre, dava konusu yerin Osmaniye ve Cihanşarlı köylerine ait ortak sınırda yani tampon belgede kalan yer aldığı ve her iki köyün yapılan tapulama çalışmaları sırasında herhangi bir işleme tutulmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle öncelikle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle 1959 yılında Osmaniye köyünde yapılan tapulama ve 3.11.1968 tarihinde ise Cihanşarlı köyünde yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşınmazın hangi tarihte ve ne niteliğiyle tesbit dışı bırakıldığının, bu köylerden hangisinin kadastro çalışma alanı sınırları içinde kaldığının Kadastro Müdürlüğünden sorulması, ... kadastro çalışma alanı sınırı içinde kalan bir yer olduğunun anlaşılması halinde davanın bu haliyle yürütülmesi, Cihanşarlı köyü kadastro çalışma alanı sınırları içerisinde bir yer olduğu Kadastro Müdürlüğü tarafından bildirildiği takdirde davanın aynı zamanda Cihanşarlı Köyü Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi, davaya katıldıkları takdirde tanık ve delillerini bildirmeleri için kendilerine süre ve imkan tanınması ve böylece taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Davacılar en son muris ...Alan"ın tüm mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescilini istediklerinden ve tüm mirasçıların davaya katılımı sağlandığından bu yönde dava koşulu bakımından bir eksiklik bulunmamaktadır.
Bundan ayrı, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle krokide A harfiyle gösterilen taşınmazın tapuda kayıtlı bir yer olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan ilkeler gözetilerek muris ...Aslan ve davacı ... ile murisin diğer mirasçılarından Kudret ...Taşkan, Kezban ...Sipahi ve ... bakımlarından da miktar araştırmasının yapılması, adı geçenlerin belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapulama (kadastro) tutanakları ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden gözönünde tutulması, dava konusu taşınmaza komşu 637, 641, 2283, 2286, 2287 ve 2289 sayılı parsellere ait tapulama tutanakları ile ekleri ve tapulama sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek yeniden yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiğinin üzerinde durulması, bu konuda teknik bilirkişiden gerekçeli, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.