8. Hukuk Dairesi 2010/2744 E. , 2010/5584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
...ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.11.2009 gün ve 115/644 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava dilekçesinde 1963 yılında 16000 TL’ye taşınmaz satın aldığını, imar sonucunda tarlanın 4 parsele ayrıldığını, kura çekmek suretiyle 2’şer parsel olarak paylaştıklarını, bu paylaşımdan sonra davalının köye döndüğünü, kız kaçırdığını, bu nedenle paraya ihtiyacı olduğunu, kendisinin 550 TL’yi davalıya verdiğini ve 250 TL borcu kaldığını, parsellerden birinin tapusunu ödemeyi yapınca aldığını, dava konusu yer olan 2688 ada 2 parselin tapusunu kalan miktarı ödeyince alacağını, bakiye borcunun 150 TL’sinin 1963 yılında davalının babasına ödediğini, halen 100 TL borcu bulunduğunu, davalının kalan parayı almadığını ve tapuyu da vermediğini, bu yeri 1963’den beri kullandığını, üstüne ağaç diktiğini, odunluk ve kömürlük yaptığını açıklayarak, öncelikle 2688 ada 2 parselin tapu kaydının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 100 TL borcun 1963 yılından dava tarihine kadar güncelleştirilerek karşı tarafa ödenmesine karar verilmesini, olmadığı taktirde 1963 yılında ödediği dava konusu taşınmaz için anlaşılan 800 TL’nin parsellerden birinin tapusunun alınması nedeniyle alınmayan tapu için kalan bakiyenin hesap edilerek denkleştirici adalet ilkesine göre bugünkü alım gücüne ulaştırılarak istirdadına ve taşınmaz üzerinde dikilen ağaçların bedelleri ile odunluk ve kömürlüğün bedellerinin tarafına verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi davalının eşine tebliğ edilmiş, herhangi bir cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına da katılmamıştır.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine, gayrimenkulün bedeline ilişkin isteğin kabulüne, 32.018.00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma hukuki sebeplerine dayalı olarak tapu iptali tescil ve olmadığı taktirde bedelin tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; kısa kararda tapu iptali ve tescil davasının reddine; “…davacının gayrimenkulün bedeline ilişkin talebinin kabulü ile 47.963 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” biçiminde hüküm kurduğu halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 47.963 TL yerine 32.018 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Görüldüğü gibi kısa kararla gerekçeli kararın belirtilen hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmaktadır. HUMK.nun 388. maddesinde bir kararda bulunması gereken hususlar bentler ve fıkralar halinde açık bir biçimde açıklanmıştır. Aynı Kanunun 389. maddesinde ise verilen kararlar ile iki tarafa yükletilecek borçlar ve haklar kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür. 10.4.1992 tarih ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirlerine aykırı olması bozma nedeni sayılmıştır. Aynı durum T.C.Anayasası’nın 141.maddesinde açıklanan yargılamanın aleniyeti kuralına da aykırı düşmektedir. Kısa kararda belirtilen 47.963 TL’nin ne şekilde bulunduğu karardan anlaşılamadığı gibi gerekçeli kararın hüküm fıkrasında açıklanan 32.018 TL’nin nereden geldiği de anlaşılamamaktadır. Bu hususlar gerekçe kısmında da açıklanmamıştır. Bu haliyle hüküm fıkrasının birbiriyle çelişkili olmaları yanında infazda duraksamaya yol açacağı da açıktır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle kısa kararla gerekçeli kararın birbirlerine aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 433,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 23.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.