8. Hukuk Dairesi 2010/2627 E. , 2010/5590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.04.2009 gün ve 190/104 saylı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçelerinde; 249 ada 6 sayılı parselin davalı ... adına kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescil edildiğini, esasen anneleri Fadime Akbudak’ın bu yeri davalının annesi Hatice’den satın aldığını açıklamışlar ve anılan parselin tapu kaydının iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davacılar vekili Av.... 26.10.2007 havale tarihli delilleri içeren dilekçesinde, ise ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/147 Esas, 1974/73 Karar sayılı dosyası içerisinde satış senedinin bulunduğunu bildirmiş ve tanıkların isimlerini açıklamıştır.
Davalı vekili, ortada herhangi bir satışın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalının annesi Hatice tarafından davacıların anneleri Fadime Akbudak’a sattığına ilişkin satış sözleşmesinin kanıtlanamadığı ve TMK.nun 6.maddesi uyarınca herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de; mahkemenin ret gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacılar taşınmazın anneleri tarafından davacının annesinden satın alındığını, 26.10.2007 havale tarihli delil listesinde ise satış senedinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/147 Esas, 1974/73 Karar sayılı dosya içerisinde olduğunu bildirmişler ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Aynı delil listesinde beş tanıklarının isimlerini de açıklamışlardır. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/147 Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede yargılamanın 01.04.1971 ve 17.07.1971 tarihli yargılama oturumlarında Fadime Akbudak ile ...arasında yapılan satışa ilişkin 17.08.1968 tarihli senedin; mahkemece senedi, imzalayanlara okutulduğu ve beyanların alındığı tutanak kapsamlarıyla sabittir. Ne var ki, dosyada anılan senedin fotokopisine ya da aslına rastlanılmamıştır. Mahkemece, senedi imzalayanların bu beyanlarından yararlanılması da mümkündür. Öte yandan, 249 ada 6 sayılı parsel 30.01.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden davalı ... adına tespit ve tescil edildiği saptanmıştır. Taşınmaz belgesizden tespit ve tescil edildiğine göre tapusuz bir yer olduğunun kabulü zorunludur. Gerçekten bir satış söz konusu ise, harici satış senedinin elde bulunup bulunmaması sonuca etkili olmayıp önemli olan taşınmazın satılıp davacıların annesi ...’a zilyetliğinin devir ve teslim edilip edilmediği hususudur. Tapusuz taşınmazlar taşınır nitelikte olup, TMK.nun 763.maddesi gereğince yapılan satış, devir ve teslimle mülkiyet alıcısına geçer. Bu tür olguların 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca harici satış senedi dahil tanık ve her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Davacılar vekili 26.10.2007 havale tarihli dilekçesinde keşifle elde edilecek delillere ve tanık beyanlarına, satış senedine dayanmış olup tanıkların isimlerini ve adreslerini açıkça dilekçesinde belirtmiştir. Mahkemece, keşif yapılmadığı gibi doğal olarak buna dayalı deliller de elde edilememiştir.
Şu halde mahkemece yapılacak iş; tüm taraflara varsa harici satış senedi ve diğer belgelerini ya da delillerini sunmaları için yöntemine uygun bir biçimde süre ve imkan tanınması, taşınmazın 1968 yılından dava tarihine kadar ve halen kimin tarafından kullanıldığı, kullanma biçimi ve süresi, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/147 Esas sayılı dosya içerisinde bulunan delillerin gözönünde tutulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258.maddesi gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, aynı Kanunun 259.maddesi uyarınca da yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, 1968 tarihli harici satış senedi bulunduğu takdirde keşifte uygulanmasına çalışılması, uyup uymadığının saptanması, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre zilyetliğin kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğünün göz önünde tutulması, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca kuru-sulu ve miktar araştırmasının yapılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 23.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.