17. Hukuk Dairesi 2015/15227 E. , 2018/8044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, duruşma pulunun yokluğundan, duruşma istemi reddedilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 07/09/2013 tarihinde müvekkillerinin murisi ..."ın idaresindeki beton mikserinin ... Kasabası girişinde virajı alamayarak yoldan çıkarak takla attığını ve bu kaza neticesinde araç sürücüsü müvekkillerinin murisi ..."ın hayatını kaybettiğini, aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile ...tarafından sigortalanmış olduğunu, müvekkillerinin murisi ... ın vefatından aracı sigortalayan sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili Şerife için 100.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL ve Müberra için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile davalı ... şirketinden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacı ... yönünden toplam 130.348,19-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının, 100.000,00 TL"sinin dava tarihi olan 11/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere işletilecek yasal faizi ile birlikte, geri kalan 30.348,19 TL"nin ise ıslah tarihi olan 26/12/2014 tarihinden geçerli olmak üzere işletilecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacı tarafa
verilmesine, davacı ... yönünden toplam 22.274,85-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının, 20.000,00.TL"sinin dava tarihi olan 11/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere işletilecek yasal faizi ile birlikte, geri kalan 2.274,85-TL"nin ise ıslah tarihi olan 26/12/2014 tarihinden geçerli olmak üzere işletilecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı ... yönünden toplam 25.429,42-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 11/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere işletilecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş
mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacıların desteği olan ... ın çalıştığı işyerine ait sürücüsü olduğu beton mikseri ile tek taraflı kaza yaptığı ve davacılar desteğinin öldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu gözetilmek suretiyle; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kaza sonucu ölen ... "ın hak sahibi olan davacılara bağlanan rücuya tabi bir gelir olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; davacılara bağlanan rücuya tabi gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise, 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
3-İş göremezlik zararının hesabında, davacının gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmamış her iki dönem için de net asgari ücret üzerinden hesap yapılmıştır. Davacının pasif dönemine ilişkin tazminata esas geliri belirlenirken AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle, pasif döneme ilişkin hesaplamanın, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması konusunda, ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.