11. Hukuk Dairesi 2015/14219 E. , 2017/2241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23/06/2015 tarih ve 2014/251-2015/433 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı kulübün menfaat sahibi olduğu “...” isimli aygırın müvekkili şirkete... Sigorta Poliçesi kapsamında 1.200.000 USD üzerinden sigortalandığını, sigortalı aygırın 05.12.2002 tarihinde öldüğünü, sigorta tazminatının riziko tarihinde geçerli poliçe özel şartlarına göre “riziko tarihinde geçerli kur üzerinden” değil rizikodan sonra düzenlenen 27.01.2003 tarihli zeyilnameye göre “ödeme tarihindeki geçerli döviz kuru üzerinden” yapıldığını, bu hata sonucu davalı tarafa 156.206.400.000 TL fazla ödeme yapıldığını, aynı poliçe ile teminat altına alınan başka bir aygır ile ilgili dosyada davalının zeyilnameyi kabul etmediğini ileri sürerek fazla ödenen 156.206.400.000 TL ile dava tarihinde kadar işlemiş 136.267.615.956 TL olmak üzere toplam 292.474.015.956 TL’nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı hasar tazminatını ödemede temerrüde düştüğü için müvekkili kulübün BK’nın 83/3. fıkrası hükmü gereği seçimlik hakkını kullandığını, davacının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapmaması halinde müvekkilinin munzam zarar davası açmak zorunda kalacağını, müvekkilince kabul edilen bir zeyilname düzenlenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, HUMK 187 maddesi gereğince def"ilerin esasa cevap süresi içerisinde bildirilmesinin zorunlu bulunmadığı, dolayısı ile takas-mahsup def"i esasa cevap verme süresi geçtikten sonra dahi bildirilebileceği, ancak definin esasa cevap verme süresi geçtikten sonra bildirilmesinin savunmanın genişletilmesi anlamına geleceği, böylesi bir def"inin dikkate alınabilmesi için karşı tarafın buna muvafakat etmiş olması gerektiği, davaya konu olayda ise davacı vekili takas mahsup define karşı süresinde muvafakat etmediklerini bildirerek davalının takas mahsup talebine karşı çıktıkları, bu nedenle davalının takas mahsup definin dikkate alınmaması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 142.795,00 TL’nin 31/01/2003 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.655,88 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.