
Esas No: 2015/9387
Karar No: 2016/2597
Karar Tarihi: 01.03.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9387 Esas 2016/2597 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 30.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 1942 yılında doğup 1944 yılında vefat eden kardeşi... oğlu...."nin nüfusa kaydı yaptırılmadan vefat ettiğini,.. İli, ..... Köyü (....)... ada...parsel sayılı taşınmazın 1959 tarihli kadastro tutanağında ...i oğlu...i"nin adının paydaş olarak yer aldığını, tutanağa 1943 tarihli zabıt kaydının dayanak yapıldığını, nüfusa kayıt edilmeden ölen murisin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olaya gelince; 1959 tarihli tapulama tespit tutanağında... oğlu ....i"nin pay sahibi olduğu görülmektedir. Davacı tanıkları da ...oğlu ....i"nin 1942 yılında doğduğu, 1944 yılında vefat ettiği beyan etmişlerdir. Tanık beyanları ile tapulama tespit tutanakları gözetilerek mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.