17. Hukuk Dairesi 2016/13349 E. , 2018/8129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen hüküm davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili adli yardım talepli dava dilekçesi ile;davalı ...Ş. aleyhine tazminat davası açıldığını ve bu dava ile tazminat alacağına hükmedildiğini, davalı hakkında icra takibi başlattıklarını ancak davalının üzerine kayıtlı olan ... ada 2 parseldeki benzin istasyonu vasfındaki taşınmaz ile ... 1 parselde kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalı şirkete devrolunduğundan bahisle tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre;18/04/2016 tarihli celsede davacı tarafın adli müzaharet talebinin reddine karar verilerek dosyanın 01/03/2016 tarihinden itibaren geçerli olarak işlemden kaldırılmasına karar verildiğinden ve üzerinden üç ay geçtiği görülmekle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; öncelikle 04/05/2015 tarihinde düzenlenen tensip zaptında; Dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin... E 2014/106 K. Sayılı kararına göre davacılar lehine tazminata hükmedilmiş olduğundan adli müzaharet talebinin reddine karar verilmiş, 01/02/2016 tarihli celsede;
Davacı tarafa dava bedelini açıklamak üzere ve yapılan açıklamaya göre eksik harcı tamamlamak üzere bir ay kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde tamamlamadığı takdirde HMK"nın 30. Madde delaletiyle ve HMK 150 maddesi gereğince kesin sürenin bitim tarihinden itibaren dosyanın işlemden kaldırılmış sayılacağının ihtarına; 18/04/2016 tarihli celsede ise; harç yatırılmadığından; dosyanın 01/03/2016 tarihinden itibaren geçerli olarak işlemden kaldırılmasına ve son olarak da; 02/06/2016 tarihinde; dosyanın 01/03/2016 tarihinden itibaren geçerli olarak işlemden kaldırılmasına karar verilip üzerinden üç ay geçtiği anlaşıldığından davacıların davasının HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmişse de, varılan sonuç mevcut delil durumu ve dosya kapsamına uygun değildir.
Davacılar vekili; mahkemenin adli yardım talebinin reddine gerekçe gösterdiği .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... E 2014/106 K. Sayılı davasında hükmedilen tazminat alacağını, davalı borçlu şirketten tahsil edemediğinden işbu tasarrufun iptali davasını adli yardım talepli olarak açmıştır.
Mahkeme ise; davacıların tahsil edemediği tazminat alacaklarını gerekçe göstererek adli yardım talebini reddetmiştir. Ancak; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/181 E sayılı davasında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; Davacı ...’in kendisine ait gecekondu evde eşi ve 2 çocuğuyla ikamet ettiği, işsiz olduğu, geçimini kardeşlerinin yardımıyla sağladığı, oğlu Ali’nin lise öğrencisi olup şu anda yürüyemez durumda bulunduğu, kızının ilkokul öğrencisi olduğu ve yine diğer davacı ...’in ev hanımı ortaokul mezunu olduğu, psikolojik tedavi gördüğü, eşiyle birlikte gecekonduda yaşadığı, üzerine kayıtlı menkul ya da gayrimenkul bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca; davacılar Üzerlerine kayıtlı gayrimenkul (Davacı Nazım’ın ikamet ettikleri gecekondu dışında) bulunmadığı, sigortalı olarak çalışmadıkları ve vergi dairesinde mükellefiyet kayıtlarının bulunmadığına dair evrakları da sunmuşlardır. Davacılar; Mahkemece adli yardım talebinin reddine gerekçe gösterdiği ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/181 E 2014/106 K. Sayılı davasında hükmedilen tazminat alacağını davalı borçlu şirketten karşılayamamış ve işbu tasarrufun iptali davasını da bu alacağı tahsil edemediğinden açmış olup, ayrıca hesap edilen harcın yüksek olduğu; davacıların bu bedelleri dava harcı olarak ödemesini beklemenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği dikkate alındığında, adli yardım talebinin reddi somut olayın özellikleriyle bağdaşmamıştır.
İfade edilen tüm bu nedenlerle, davacı yanın adli yardım talebinin yasal koşulları oluştuğu dikkate alınıp HMK"nun 335 vd. maddeleri gereği adli yardım talebinin kabulü gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.