11. Ceza Dairesi 2015/7635 E. , 2016/18 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dairemizde sanıklar hakkında verilen 04.07.2013 gün ve 2012/3668 E, 2013/11425 sayılı bozma kararından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca kabul edilen ve dairemizcede benimsenen, 22.04.2014 gün ve 2013/11-397 sayılı kararıda açıklandığı üzere; gerek 765 sayılı TCK"nun, gerekse de 5237 sayılı TCK"nun belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamunun güveni olması ve bu suçların kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; bu suçların mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekmektedir. Aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi birden fazla kişiye karşı işlenmiş olan sahtecilik suçlarında hükmolunacak sonuç ceza miktarları gözönünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK"nun “Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi” başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde, "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacaktır.
Öğreti de, belgede sahtecilik fiilinin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde ilgili kişinin de mağdur sayılacağı yönünde bir kısım görüşler olmakla birlikte, çoğunluk itibariyle, anılan suçların mağdurunun kamu olduğuna ilişkin, "Sahtekarlık suçlarının mağduru daima Devlettir. Bu suçlar dolayısıyla maddi ya da manevi bir zarara uğrayan kimse ise, mağdur olmayıp, "suçtan zarar gören kişi" sayılır ve böyle bir veya bir kaç kişinin bulunması, suçun hukuki konusunu etkilemez" (Sahir Erman, Ticari Ceza Hukuku Cilt III, Sahtekarlık Suçları, İstanbul 1981, 4. Baskı, s. 10), "Resmi evrakta sahtecilik suçları TCK"da topluma karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenmiş olduğu için bu suç tiplerinin toplumu oluşturan bireylerin tamamına karşı işlenmiş olduğunun kabulü gerekir." (Veli Özer Özbek, Mehmet Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 4. Baskı, 2012, s. 759) şeklinde görüşler bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında;
Sanıkların sahte kimliklerle ve suç işleme konusunda anlaşıp fikir ve eylem birliği içerisinde ...Temizlik Limited Şirketi ile ... Limited Şirketini kurup ortak oldukları, sanıklardan ..."ın sahte ... ..."nin ise ... ismi ile çeşitli bankalardan bu şirketler adına çek karneleri alıp tüm sanıkların bu çekleri sahte isimlerle piyasaya dağıtmaları şeklindeki eylemleri ile ilgili ....Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/37 Esas no"lu dosyasında (bozmadan sonra 2011/88 Esas) yargılandıkları ve 2011/88 Esas 2012/60 Karar sayılı 12/03/2012 tarihli mahkeme kararı ile 5237 sayılı Yasanın 204/1-3, 43. maddelerince mahkumiyetlerine karar verilip Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasına karar verildiği, anılan bu dosyada incelemeye konu çekin de bulunduğu çek defterinin temin edildiği ...Alanya şubesinin de müşteki olduğu, bu haliyle davaya konu çek de dahil olmak üzere tüm eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği ve hukuki kesinti oluşmadığı.... Ağır Ceza Mahkemesinin kararında zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı cihetle; sanıkların ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.