
Esas No: 2013/7236
Karar No: 2013/7236
Karar Tarihi: 8/9/2014
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MUHAMMED FESİH BAYDUR BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2013/7236) |
|
Karar Tarihi: 8/9/2014 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Serruh KALELİ |
Üyeler |
: |
Zehra Ayla PERKTAŞ |
|
|
Nuri NECİPOĞLU |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Raportör |
: |
Murat AZAKLI |
Başvurucu |
: |
Muhammed Fesih BAYDUR |
Vekili |
: |
Av. Şenay KARAKUŞ |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu,
Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat
talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru,
11/9/2013 tarihinde Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.
İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir
durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, kabul edilebilirlik
incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
4.
Bölüm tarafından 10/4/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 14/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 16/6/2006 tarihinde, alışveriş merkezinde
boşluğa düşerek yaralanmıştır.
8. Başvurucu, 21/6/2006 tarihinde Tatvan Sulh Hukuk
Mahkemesine başvurarak olay yerinde tespit yapılmasını talep etmiş, Mahkemece
aynı tarihte tespit yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
9. Başvurucu ve sekiz arkadaşı, 26/4/2007 tarihinde, Ankara
8. İdare Mahkemesinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aleyhine açtıkları
davada, TOKİ konutlarının olduğu yerde bulunan alışveriş merkezindeki açık
boşluktan düşerek yaralandığını, davalının tedbir almaması nedeniyle olayın
meydana geldiğini ve ağır hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek, 40.000,00 TL
maddi, 42.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle tahsilini talep etmiştir.
10. Mahkemece, 22/5/2007 tarih ve E.2007/363, K.2007/1408
sayılı kararla; zarara konu fiilin Tatvan ilçesinde meydana geldiği ve Van
İdare Mahkemesinin yetki alanında olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden
reddine, dava dosyasının Van İdare Mahkemesine gönderilmesine karar
verilmiştir.
11. Van İdare Mahkemesince yapılan yargılama sonunda,
29/5/2009 tarih ve E.2007/2821, K.2009/1243 sayılı kararla; işyerinin olay
tarihinden önce sahibine teslim edildiği, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun bina
sahibinin sorumluluğunu düzenleyen hükmü uyarınca adli yargıda çözümlenmesi
gerektiği belirtilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
12. Temyiz edilmeyen karar, 20/11/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Başvurucu, 10/12/2009 tarihinde Tatvan Asliye Hukuk
Mahkemesinde TOKİ Başkanlığı, Pekhan İnş. ve Tic. Koll. Şti. ve Metroplan Müş. ve Müh. San. Tic. Ltd. Şti.
aleyhine açtığı davada, davalıların kusurlu filleri sonucu düşerek yaralandığını
ileri sürerek, 40.000,00 TL maddi, 42.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle
tahsilini talep etmiştir.
14. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 21/5/2013 tarih ve
E.2009/693, K.2013/348 sayılı kararla; davalıların kusurlarının bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
15. Karar temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi devam
etmektedir.
16. Başvurucu, 11/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi, 22/4/1926 tarih ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun
41. ve 58. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 11/9/2013 tarih ve 2013/7236 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, 16/6/2006 tarihinde alışveriş merkezindeki
merdiven boşluğuna düşerek yaralandığını, 26/4/2007 tarihinde İdare
Mahkemesinde açtığı tazminat davasının görev yönünden reddedilmesi üzerine,
süresinde başvuruda bulunduğu Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya
devam edildiğini, 21/5/2013 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, hükmün
temyiz incelemesinin devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvuru dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, başvurucunun,
Van 1. İdare Mahkemesinde açtığı dava ile Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde
açtığı davada yapılan yargılamaların uzun sürdüğünü belirterek adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
a. Van 1. İdare Mahkemesindeki Yargılamaya
İlişkin Olarak
21. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1.
maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra
kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları
inceler.”
22. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu
tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel
başvuruları inceleyebilir. Niteliği itibarıyla kamu düzenine ilişkin olan bu
başvuru şartını taşımayan bireysel başvuruların incelenebilmesi mümkün
değildir.
23. Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin
geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B.
No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
24. Başvuru konusu olayda, başvurucu ve sekiz arkadaşı
tarafından TOKİ aleyhine Van 1. İdare Mahkemesinde açılan dava sonunda
Mahkemece, 29/5/2009 tarihinde davanın adli yargının görev alanına girdiği
gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın temyiz
edilmemesi üzerine, 20/11/2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İdare
Mahkemesi kararı 20/11/2009 tarihinde kesinleşmiş olmakla başvuru, zaman
bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012
tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının,
diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesindeki
Yargılamaya İlişkin Olarak
26. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
27. Başvurucu, Tavan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat
davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
28. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının
somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer
verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §
38). Bu doğrultuda, makul sürede yargılanma hakkı da adil yargılanma hakkının
kapsamında değerlendirilmektedir.
29. Anayasa’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu
olayda, haksız fille dayalı tazminat davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’larda yer
alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak
ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No:
2012/13, 2/7/2013, § 49).
30. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde gözönünde
bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§41–45).
31. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
10/12/2009tarihidir.
32. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
33. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
yargılamanın konusunun başvurucunun 16/6/2006 tarihinde alışveriş merkezindeki
merdiven boşluğuna düşerek yaralanması üzerine açtığı tazminat davasına ilişkin
olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun üç davalı aleyhine açtığı davada Mahkemece,
tarafların iddia ve savunmaları incelenmiş, başvurucunun tanıkları dinlenmiş,
Van 1. İdare Mahkemesinin dava dosyası ile Tatvan Sulh Hukuk Mahkemesinin
tespit dava dosyası incelenmiş, kusur oranının tespiti amacıya
bilirkişi raporu alınarak 4/6/2013 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın başvurucu tarafından temyiz edildiği ve temyiz incelemesinin halen
devam ettiği anlaşılmıştır.
34. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir. (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
35. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
tazminat davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların
karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi
kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da
söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık beş yıldır devam eden yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
36. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
37. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 100.000 TL manevi tazminat ile 6.514,00 TL maddi
tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
38. 6216 Kanun"un“Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
39. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık beş yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya
4.400,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
40. Başvurucu tarafından maddi
tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia
edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
41. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
42. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık beş yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını
ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir
yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Van
1. İdare Mahkemesindeki yargılamaya ilişkin olarak makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasının “zaman
bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2.
Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesindeki yargılamaya ilişkin olarak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya 4.400,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
8/9/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.