
Esas No: 2010/2431
Karar No: 2010/5766
Karar Tarihi: 02.12.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2431 Esas 2010/5766 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Yazır Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2009 gün ve 490/461 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastroca yol ve yol boşluğu olarak tespit harici bırakılan yerin müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, yol ve yol boşluklarının zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Yazır Köyü temsilcisi, davacının taşınmazı 35 yıl ve daha öncesinde ekip biçerek kullandığını belirtmiştir.
Mahkemece, yol ve yol boşluğu olarak tespit harici bırakılan yerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz 30.04.1970 tarihinde kadastroca yol ve yol boşluğu olarak tespit dışı bırakıldığı, kadastro bilirkişisinin raporundan anlaşılmıştır. Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde dava tarihi olan 15.12.2008 tarihine kadar 20 yıldan fazla süre davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olduğu, önceleri taşınmaz üzerinde kuru tarım yaptığı, bilahare kendisine ait 281 parselle birlikte devamında bulunan dava konusu tespit harici yeri son 18 yıldır da meyve bahçesi olarak kullandığı, taşınmaz üzerinde 20 adet 18 yaşında kayısı, 60 adet 17 – 18 yaşlarında şeftali ağacı, 60 adet 20-22 yaşlarında elma ağacı bulunduğu dinlenen şahitler ve ziraat mühendisi bilirkişinin beyanlarından anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın kullanım şekli itibariyle yol ve yol boşluğu niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 2644 sayılı TK. nun 21 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesine göre, kapanmış yol ve yol fazlalıklarının tescili ve zilyetlikle kazanılması mümkündür. Mahkemece, davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmiş olması bu nedenle doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.