11. Hukuk Dairesi 2015/15286 E. , 2017/2394 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/09/2015 tarih ve 2014/180-2015/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının “... isimli makina için 2008/09818 Y no’lu faydalı model belgesi bulunduğunu ancak, dava konusu faydalı modelin yeni bir buluş olmadığını, daha önceki tarihlerde yurt dışında kullanıldığını, müvekkilinin "..." markası altında işbu makina ile 2006 tarihinde fuara katıldığını, plastik sektöründe hemen hemen tüm firmalar tarafından kullanılan makinanın yeni ve tescile elverişli olmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli 2008/09818 Y no’lu faydalı modelin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin faydalı modelinin yeni olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ibraz edilen plastik ve ambalaj teknolojisine ilişkin 2006 yılındaki dergide dava konusu faydalı modelin yer aldığı, faydalı modelin tescilinden önce dünyada kullanıldığı, tekniğin bilinen durumunu aşma niteliğinde yenilik unsurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı adına tescilli 2008/09819 no’lu faydalı modelin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı adına tescilli faydalı modelin hükümsüzlüğü ile sicilden terkini istemine ilişkindir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda dava konusu faydalı model belgesinin 6 istem içerdiği, istemlerin ayrıştırılması ve istemi oluşturan unsurların yeni olup olmadığına bakılması gerektiği belirtilmiş ve gerek davacı tarafça dosyaya sunulan deliller gerekse de re"sen yapılan araştırma neticesinde davalı adına tescilli faydalı modelin hiç bir isteminin yenilik unsurunu haiz olmadığı mütalaa edilmiştir.
Dava konusu faydalı model belgesinin koruma altına aldığı küçük/faydalı nitelikteki buluşun 551 sayılı KHK"nın 156. maddesi uyarınca yenilik unsuruna sahip olup olmadığı hususunda da aynı KHK"nın 166. maddesi yollamasıyla 83. maddesindeki istem ve istemlerin yorumlanmasına dair hükümlerin dikkate alınması gerekir. 551 sayılı KHK"nın 83/3. ve 4. bentleri uyarınca dava konusu faydalı model belgesinde belirtilen küçük/faydalı buluşun koruma kapsamını
oluşturan istemler ile gerek davacı tarafça dosyaya sunulan gerekse de re"sen yapılan araştırma neticesinde tespit edilen dokümanların karşılaştırılması yapılırken her iki dökümanda da belirtilen unsurlar ile eşdeğer nitelikteki unsurlar da dikkate alınır. Oysa, benimsenen bilirkişi raporunda yukarıda bahsi geçen dokümanların istem ve koruma altına aldığı buluşun niteliği açıklanmaksızın, bu bağlamda da söz konusu belgelerdeki yenilik içeren unsurlar karşılaştırılmaksızın sadece dava konusu faydalı model belgesindeki tek bağımsız istemde yer alan unsurların aynen var olduğu, diğer bağımlı istemlerde yeni bir unsurun bulunmadığı, bu nedenle o istemlerin ve sonuç itibariyle de hiçbir istemin yeni olmadığına dair genel ve soyut ifadeler belirtilmek suretiyle sonuca ulaşılmıştır. Bu bakımdan, bilirkişi raporunun yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli olduğundan söz edilemez. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmek suretiyle bilirkişilerden ek rapor veya gerekirse yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.