
Esas No: 2015/15559
Karar No: 2017/2518
Karar Tarihi: 02.05.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15559 Esas 2017/2518 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Hasımsız olarak görülen davadan dolayı ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/11/2014 gün ve 2014/286-2014/302 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Mahkemece verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ancak, dosyanın incelemesinde, karar davacı vekilince tevkil edilen vekile 20/03/2015 tarihinde kalemde elden tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 36. maddesi uyarınca ""Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz."" hükmü uyarınca kalemde yapılan tebligat yasaya uygun bulunmaktadır. Kaldı ki, davacı vekilinin kanun yararına bozma talebini içeren 01/06/2015 tarihli dilekçesinde mahkemece verilen kararın 20/03/2015 tarihinde tebellüğ edildiğinin bizzat davacı vekili tarafından beyan edildiği nazara alındığında temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin 19/11/2015 tarihli usul ve yasaya uygun olmayan kararı uyarınca gerekçeli kararın yeniden tebliğe çıkarılmak sureti ile yeni bir temyiz hakkı verilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Mahkemece verilen karar davacı tarafa yukarıda da açıklandığı üzere 20/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından HUMK 432/1 madde ve fıkrasında belirtilen 15 günlük yasal temyiz süresi geçtikten sonra kararın temyiz edildiği anlaşılmıştır.
HUMK 432/4. madde ve fıkrasına göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davacı vekilinin HUMK 432/4. maddesi uyarınca temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 432/4"üncü maddesi uyarınca süre yönünden REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.