
Esas No: 2021/349
Karar No: 2022/1087
Karar Tarihi: 20.12.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/349 Esas 2022/1087 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/349 Esas
KARAR NO : 2022/1087
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KAR.YAZ.TARİHİ : 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davalı şirket ile 73.116,00 TL değerinde 1.000 adet 200'lü
paket nitrit eldiven alınması hususunda anlaşıldığını, davalı şirketin 19/05/2020 tarih GIB2020000000019 numaralı 73.116,00 TL bedelli e-arşiv faturayı düzenleyerek gönderdiğini karşılığında 20/05/2020 tarihinde davalı şirket hesabına fatura bedeli olan 73.116300 TL'nin nakit olarak ödendiğini, davalı şirketin ürünleri tedarik edememesine istinaden 22/05/2020 tarihinde 30.000,00 TL iade ödemesi yapıldığını, mail yolu ile yapılan yazışmalar neticesinde müvekkil şirket davalı şirkete 37/05/2020 tarih GIB2020000000106 numaralı, 73.116,00 TL bedelli iade faturasının düzenlendiğini, davalı şirketin karşılığında 04/06/2020 tarihinde 7.000,00 TL iade ödemesi yaptığını bu tarihten sonra başkaca bir ödeme gerçekleştirmediğini, yapılan ödemeler sonucunda müvekkil şirketin davalı şirketten 36.116,00 TL alacağı kaldığını ve bu alacağın tahsili için borçlu şirket aleyhine 11/02/2021 tarihinde İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin 25/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 26/02/2021 tarihinde davalı şirket tarafından 36.116,00 TL ödeme yapıldığı 27/02/2021 tarihinde haksız bir şekilde itiraz edilerek takibin durmasına karar verildiğini belirterek davalı tarafın icra takibine vaki haksız itirazının reddi ile icranın devamına, haksız itiraz sebebiyle %20'den az olmamak koşuluyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; Davalı vekili; Mersin 5. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlandığını ve Örn.7 ödeme emri 26/09/2012 tarihinde tebliğ edilmekle süresinde itiraz edildiğini, yapılan icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığını ve İzmir 17. İcra Müdürlüğünün icra takibine yetkili olmayıp yetkili yerin İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu ve oraya gönderilmesi gerektiğini belirterek, 36.116,00 TL borçlu olduğu iddiasıyla icra takibi başlatıldığını fakat şirketin alacaklıya hiçbir borcu olmaması sebebiyle talep edilen asıl alacağa, faize ve borcun fer'ilerine itiraz ediyor, takibin tamamına itiraz etmekle takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir,
KANITLAR: Bilirkişi ... ve Muhasebe Müdürü ...'den bilirkişi raporu alınmıştır. QNB Finansbank'tan ... VE ENDÜSTRİYEL ... VE ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.'NİN hesap bildirim tablosu istenerek Uyap sistemine kaydedilmiştir. İzmir 17. İcra Dairesi'nin... Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden istenilmiş ve ekleri ile birlikte kaydedilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan ... KİMYA ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'ne Ait BA-BS formları ve ... VE ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ'NİN BA formları celbedilmiştir. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi ... Kimyaya ait yevmiye defterlerini almıştır.
GEREKÇE :
Dava; Alım satım ilişkisi kapsamında ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeble de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
HMK 190. maddesi ""İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. " hükmü mevcuttur.
İleri sürülen bir önermenin doğruluğu hususunda kanaat oluşturmak için bir nedenselliğin ortaya konulması olarak tanımlanabilen ispat, yargılama hukuku açısından dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir.
İspatın konusu olan vakıalar, hukuk açısından doğrudan önem taşıyan veya dolaylı olarak önem taşıyan vakıalar olarak ayrılabilir. Hukuk açısından doğrudan önem taşıyan olaylar; hukuken hakların ve hukuksal ilişkilerin doğumu, değişmesi, işlemez duruma gelmesi, doğumunun engellenmesi veya doğduktan sonra düşmesine yol açan olaylardır. Hukuk açısından dolayısıyla önem taşıyan ve “emareler (belirtiler) ” olarak da tanımlanan olaylar ise; hak ve hukuksal ilişkilerde yukarıda belirtilen durumların meydana gelmiş olduğu, kendilerinden olağan yaşam deneyimleri kuralları uyarınca anlaşılabilen, bir başka deyişle bir eylemsel karine bağının kurulmasına olanak veren olaylardır. Emareler, ancak hâkimin delilleri serbestçe değerlendirme (takdir) serbestisinin bulunduğu (HMK madde 198), bu serbestinin özel kurallar ile sınırlanmamış olduğu (HMK madde 200 ve 201 gibi) durumlarda ispat konusu olabilir.( Bilge Umar; (1980), İspat Yükü, (2. Baskı), Büyükçekmece, Kazancı Matbaacılık Sanayi. sf. 19.)
İspatın, doğrudan delil göstererek ispat ve dolaylı ispat olarak ayrıma tabi tutulup, dolaylı ispatın emareler ile ispat olarak değerlendirildiği, bu kapsamda emareyi bir delil vasıtası olarak değil, ispata yardımcı, kanuni maddi unsura uymayan yabancı vakıalar olarak nitelendirildiği de görülmektedir.( M. Kamil Yıldırım; (1990), Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, İstanbul, Kazancı Kitap Ticaret. sf. 120, 121.)
İspat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden hâkimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir. Bu tanımda asıl davayı kaybetmek tehlikesinden değil, hâkimin aleyhte bir kararı ile karşılaşma tehlikesinden bahsedilmesi dikkate değerdir. Zira yalnızca davanın asıl konusu bakımından değil, aynı zamanda bir ön sorun veya bir ara sorun hakkında da iki tarafın birbirine zıt olarak ileri sürdükleri olayların hiçbirinin ispat edilememesi olasılığı vardır. Bu durunda hâkimin yapacağı iş söz konusu sorun bakımından ispat yükünü taşıyan tarafın, o sorunda ileri sürdüğü istemi reddetmek olacaktır.(Umar; İspat Yükü, sf. 3)
İspat yükü taraflar için bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; meselâ, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir.(Kuru; Arslan; Yılmaz; sf. 370.)
Davacı dava dilekçesinde davalı şirket ile 73.116,00 TL değerinde 1.000 adet 200'lüpaket nitrit eldiven alınması hususunda anlaşıldığını, davalı şirketin 19/05/2020 tarih GIB2020000000019 numaralı 73.116,00 TL bedelli e-arşiv faturayı düzenleyerek gönderdiğini karşılığında 20/05/2020 tarihinde davalı şirket hesabına fatura bedeli olan 73.116300 TL'nin nakit olarak ödendiğini, davalı şirketin ürünleri tedarik edememesine istinaden 22/05/2020 tarihinde 30.000,00 TL iade ödemesi yapıldığını, mail yolu ile yapılan yazışmalar neticesinde müvekkil şirket davalı şirkete 37/05/2020 tarih GIB2020000000106 numaralı, 73.116,00 TL bedelli iade faturasının düzenlendiğini, davalı şirketin karşılığında 04/06/2020 tarihinde 7.000,00 TL iade ödemesi yaptığını bu tarihten sonra başkaca bir ödeme gerçekleştirmediğini, yapılan ödemeler sonucunda müvekkil şirketin davalı şirketten 36.116,00 TL alacağı kaldığını ve bu alacağın tahsili için borçlu şirket aleyhine 11/02/2021 tarihinde İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin 25/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 26/02/2021 tarihinde davalı şirket tarafından 36.116,00 TL ödeme yapıldığını, davalı taraf icra dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde davacı tarafa borcu olmadığını, davacı tarafa 36.116,00 TL ödemeye yaptığına yönelik dekontu dosyaya sunmuş olduğu beyan ederek taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu kabul ve ikrar etmiştir. Davacı ticari ilişkiyi ispat etmiş olup gerekli ifanın yapıldığını ispat yükü davalı tarafa geçmiştir.
Davalı şirket ticari defterlerin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; davalı ile davacının ticari ilişkisi bir adet 73.116,00 TL”'lik faturadan kaynaklandığı, bu fatura bedelinin davacı tarafından bedelinin ödenmiş, Davalının davacıya fatura muhteviyatı ürünleri teslim edemediği ve fatura muhteviyatı tahsil etmiş olduğu 73.1216,0 TL'ye karşılık; 25.02.2020 tarihinde 30.000,00 TL 04.06.2020 tarihinde 7.000,00 TL ödeme yapmış olup bu tarih itibari ile bakiye borcunun 36.116,00 TL kaldığı, davacı tarafından bakiye borç kalan 36.116,00 TL. için İzmir 17. İcra Müd. Tarafından 11.02.2021 tarihinde... sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, İzmir 17.İcra Dairesinin... Esas sayılı dosyasına icra dairesi tarafından 26.02.2021 tarihinde Dosya Hesabı yapılmış olduğu, Takipte Kesinleşen Miktar - 36.116,00 TL, Harç Miktarı 1.643,28 TL,Toplam Faiz 270,87 TL,Vekalet Ücreti 4.794,40 TL ,Masraf - 94,60 TL,KDV 48,76 TL, Toplam Alacak 42.967,91 TL olarak hesap edilmiş olduğu, Buna göre davacının toplam alacağının 42.967,91 TL olduğu, Davalı tarafından davacının hesabına 26.02.2021 tarihinde Banka (EFT)ile 36.116,00 TL ödeme yapıldığı, Kalan bakiye 6.851,91 TL. Dir. Davalının İzmir 17.İcra Dairesinin... Esas dosyasından davacıya 6.851,91 TL bakiye borcu kaldığı hesap edilmiştir.
Davacı tarafın davalı şirket ile olan ticari ilişkisinin ispat edilmesi, davalı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı tarafın davacı şirkete 6.851,91 TL bakiye borcu kaldığına yönelik tespit, davalı tarafa tebliğ edilen bilirkişi raporuna davalı tarafından itiraz edilmemesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının iddiasını ispatlamış olması nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK'nun 67/2. Fıkrasına göre ;bir davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Kanuni düzenlemeye göre davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için takip tarihi itibari ile itirazında haksız bulunması yeterlidir. Diğer bir anlatımla kötüniyetli olması alacaklı bakımından getirilmiş bir koşuldur. Ancak itirazın haksızlığı tek başına icra inkar tazminatına hükmedilmesine elverişli değildir. Yani bu tazminata hükmedilmesi için takip konusu alacağın belirli, sabit olması, borçlu tarafından bilinmesi veya tayin ve tahkik edilmesinin mümkün nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. (Yargıtay HGK 13/12/1967 Tarih, 9/1344- 615) Diğer bir anlatımla alacağın likit ve belli olması gerekir.
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KABULÜ ile;
1-İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyasında davalının 6.583,70 TL 'lik alacaktan oluşan borca ilişkin İTİRAZIN İPTALİ ile,
Takip talebindeki şartlarla TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan toplam alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4--Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 449,73-TL harçtan peşin alınan 112,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 337,29-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 6.583,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1320-TL'nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE'ye gelir kaydına,
7-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 1,200TL bilirkişi ücreti, 244,75-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 1.504,05-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan 112,44-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
9-Sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/12/2022
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.