Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4961
Karar No: 2019/8305
Karar Tarihi: 16.09.2019

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/4961 Esas 2019/8305 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/4961 E.  ,  2019/8305 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1-TCK.nın 158/1-j, 62, 53, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2-TCK.nın 204/1, 62/1, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın katılanı borçlu olduğu, her biri 20.000 TL bedelli iki adet bono düzenledikten sonra, katılan yerine imza atıp, arkasını da ciro ettiği, daha sonra bu bonoları kredi kullanabilmek için bankaya verdiği, kullandığı kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacaklı banka vekili tarafından sahte olarak düzenlenmiş bonolarla katılan aleyhine Konya 4. İcra Müdürlüğü"nün 2008/9703 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, katılanın bonolardaki imzalara itiraz etmesi üzerine sahte oluşturulduğunun tespit edildiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
    1-Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Kredi sözleşmesini yapan Akbank ile kredi alacağını temlik alan katılan şirketin cevabi yazılarından suça konu bonoların bankaya ne zaman ibraz edildiklerinin tam olarak tespit edilmediği, ilgili bankanın 21.01.2013 havale tarihli cevabi yazısı ekinde bonoların alınıp, sisteme giriş tarihin belli olmadığı, ancak; kullanılan kredilerin tarihlerinin 2007 olduğunun belirtildiği, dosya kapsamına göre; kredi sözleşmesinin ise 23.11.2005 tarihinde imzalandığı anlaşıldığından;
    Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; önceden doğan borç için sonradan yapılan hileli hareketlerin dolandırıcılık suçuna vücut vermeyeceği nazara alınarak, katılan ... ve .... Varlık A.Ş.’den suça konu çekin bonoların hangi tarihte, hangi miktarda kullanılan krediye ilişkin alındığı, bonoların kredi kullanımı sırasında mı yoksa kredi kullandırıldıktan sonra mı verildiği, bonoların banka kayıtlarına hangi tarihte geçtiğinin tespit edilmesi, eğer kredi kullanımı sonrasında sahte bonoların ibrazı söz konusu ise, önceden doğan borç ilişkisinin varlığının kabulü ile dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının gözetilmemesi, ayrıca bankadan söz konusu kredi borcunu karşılayan başkaca kefalet, ipotek, teminat vs. verilip verilmediğinin ve verilmiş ise bu teminatların kredi borcunu karşılayıp karşılamadığının araştırılarak sanığın suç kastıyla hareket edip etmediği, suçunun unsurları itibariyle oluşup, oluşmayacağı değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmünün tesisi,
    2-Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanığın savunmalarında söz konusu bonoları .... isimli, açık kimlik ve adreslerini bilmediği, Makedonya’da yaşayan bir şahıstan alacağına karşılık alarak, bankaya verdiğini belirtmesine rağmen, bonoları aldığını iddia ettiği kişinin açık kimlik ve adres bilgilerini sunamaması, hangi hukuki ilişkiye istinaden aldığını açıklayamaması, bu hukuki ilişkiyle ilgili fatura, belge veya herhangi bir delil ibraz edememesi, bu kişinin bonoda cirosunun bulunmaması, alınan ekspertiz raporunda; incelemeye konu bonoların arka yüzündeki ... ve .... Otomotiv San. Tic. Şti. kaşesinin üstündeki imzaların sanık ..."nın eli ürünü olduğu, bonolardaki borçlu imzalarının katılanın eli ürünü olmayıp, borçlu imzaları ile yazıların sanık ... elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğu yönünde görüş ve kanaatinin bildirilmesi, katılan beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemleri sonucu resmi belgede sahtecilik suçunun sübut bulduğu gerekçesine dayanan kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, resmi belgede sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden önce ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve cezası bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle ertelenen sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan zararın karşılanmadığı gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi